Kırık Testi
Sanki Hocaefendi bana ders verdi, ben de onu dikkatle dinledim. Sonra kendi kendime sordum: "Neden Kırık Testi?" Kırık Mızrap, Kırık Testi ve hayalimde diğer isimler canlandı. Kırık Çizgi, Kırık Gönüller ve daha niceleri...
Neden böyle düşündüm? Hocaefendi gibi kimseler sıradan insan değildir. Çünkü konuşmak, yazmak bir derece kolay olsa da konuştuğumuzu dinletmek, yazdığımızı okutmak irademiz dışındadır. Kırık Testi isimli eserin çok tesirinde kaldım. Hasta yatağımda doğrulup doğrulup onu okudum. İslamiyet'i kıyamete kadar devam ettirecek olan Allah, bu dini anlatan ve yaşatan kullarını da göndermiştir. Nasıl bir ağaç topraktan, sudan, havadan beslenip meyvelerini verirse, bazı insanların da manevi dalları ötelere uzanır. Onların meyveleri bizden farklıdır.
Toprağını bulamayan ağaç nasıl olursa pek çok İslam büyüğü de öyledir. Kırık Testi, Kırık Mızrap... Anladım bunlar da toprağını bulamamış bir çiçek gibi. İnanıyorum ki bir İslam büyüğü bir milleti, bir devleti hatta insanlık âlemini Allah'ın izniyle ayağa kaldırabilir. Fakat sebepler âlemindeyiz. Ümitlerimizin mucizelerle gerçekleşmesi bizi yanlış yönlere sevk edebilir. Bunun için durumumuz, inançlarımız ne olursa olsun sebeplere belli ölçüde dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Kırık Testi'yi okuyan herkes "Neden bu testiyi kırdık?" demelidir.
Alimlerin, üstün insanların kıymeti bilinmez ise biz de kıymetsiz oluruz. Kırık Mızrap'ta yarıda kalan marşımız devam etmeli. İslam tarihinde çok üstün insanlar vardır. Ümmetini bulan peygamberler, talebesini bulan alimler, cemaatini bulan imamlar sesini dünyaya duyurmuş, böylece dünyanın maddi ve manevi haritalarında değişiklikler olmuştur. Ömrüm boyunca onlarca büyük insan gördüm, tanıdım. Diyebilirim ki ekserisi toprağını bulamamış ağaç gibiydi. Fuzuli'nin dediği gibi "Düşman kavi, dostlar zebun." Bu gibi feryatları pek çok dava adamından duymak veya hissetmek mümkündür.
- tarihinde hazırlandı.