Gülen'in Dalgakıranları Boşuna Değilmiş...

Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan esmer ve siyah gözlü insanlar, New York ve Washington'daki tarihin en büyük terör saldırısının, kendilerini sokağa çıkamaz hale getireceğini asla tahmin edemezlerdi. Araplara benzediği için bir Hint asıllı Amerikalının öldürülmesi, camilerin kurşunlanması özellikle biz Türkleri şaşkına çeviriyor.

Başkan Bush'un dili de sürçse, Batılı Hıristiyanların şuuraltında bir "Haçlı" zihniyetinin dipdiri yaşadığını düşünmek, dünya barışı için en az 11 Eylül terörü kadar tehlikeli ve ürküntü vericidir. ABD yönetimi kendi açısından haklı olarak tek süper güce "yakışan" bir karşılık vermekte kararlı görünüyor. Elindeki delillerin sağlamlığını henüz dünya bilmiyor. Ama hedefte Afganistan'dan Irak'a hep İslam ülkeleri var.

Aklı başındaki herkes, hele Başkan Bush'un babasının yaşadığı bir Körfez Savaşı tecrübesi varken, ABD yönetiminin, sonu yeni bir "Haçlı seferi"ne varacak tarihi bir yanılgıya düşmeyeceğini umuyor.

Ancak, dünyanın korkunç bir "dinlerarası savaş"a sahne olabileceği endişeleri de bir türlü dağılmıyor.

Zaten yeni milenyuma dünyamız Mısır'dan Lübnan'a, Endonezya'dan Nijerya'ya kadar yayılan kanlı din kavgalarıyla girmişti.

Globalleşen dünyada çarpıcı bir sonuç da farklı dinlerdeki insanların bir arada, hatta aynı mahallede, aynı sokakta, aynı apartmanda yaşıyor olmalarıdır. Dinlerarası bir çatışmanın Batı Avrupa'da, ABD'de, Hindistan'da, Filipinler'de, Sudan'da velhasıl dünyanın hemen her yerinde insanlığı nasıl bir kaosa sürükleyeceğini tahmin etmek zor değildir.

Demek ki ABD yönetimi kılı kırk yaran bir hassasiyetle hareket etmek zorundadır. Başkent Washington'daki dinî törende Hıristiyan ve Yahudi din adamlarıyla birlikte bir Müslüman din adamının da dua etmesi, bu hassasiyetin gözetildiğini kanıtlıyor. Aynı şekilde başta Türkiye, Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan olmak üzere İslam ülkeleri yöneticileri de sağduyulu hareket ediyor.

Geldiğimiz nokta, dinlerarası diyalog çabalarının maalesef tam aksi bir sonuçtur. Ve bu noktada insan Sayın Fethullah Gülen'in ileri görüşlülüğünü ve ufuk enginliğini hatırlıyor.

Sayın Gülen meğerse, yakın bir gelecekte dünyada diyalog adına ters bir rüzgâr eserse, tsunami etkisi yapacak sarsıntı dalgaları oluşursa hızla tedbirler almak gerektiğini anlatmaya çalışıyormuş.

Tam 6 yıl önce Türkiye'de Rum Patriği ile görüşen, sonra bu diyalog çabalarını yurtdışına yayan ve Vatikan'da Papa, New York'ta Kardinal ile görüşerek dalgakıranlar inşa etmeye çalışan Sayın Gülen'i, şimdi daha iyi anlıyoruz, daha çok takdir ediyoruz. Sayın Gülen "diyalog, diyalog" diye boşuna çırpınmamış...

Gönül isterdi ki, ABD'nin 11 Eylül terörü sonrası tutumunu, "Global 28 Şubat"a benzetme yerine, dinlerarası diyaloğun ne kadar önemli olduğunun ortaya çıktığı itiraf edilse ve Sayın Gülen'e bugün daha çok destek vermek gerektiği görülebilse.

21. yüzyılın bir barış yüzyılı olabilmesi için (20. yüzyılda çatışma, savaş ve komünist mezalimden dolayı 200 milyon insan hayatını kaybetmişti.) dinlere ve dindar insanlara büyük görevler düşüyor.

Yaşadığımız zaman dilimi, bütün olan bitene rağmen dinlerarası diyaloğu yaşatma ve güçlendirme adına kararlı hareket etmemizi gerektiriyor.

Siz bu yazıyı okurken bizler 11 ülkeden gelen aydınlar, yazarlar ve gazeteciler olarak Antalya'da üç gün sürecek 3. Diyalog Avrasya Toplantısı'nda bu kararlılığı anlatmaya çalışacağız.

Diyalog Avrasya Platformu'nun çabaları ve gayretleri, ABD'ye yönelik terör saldırısından sonra daha bir önem kazandı.

Fikir ve gönül adamlarına şimdi daha büyük sorumluluklar ve görevler düşüyor...

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.