Taşın Altına Değil, Milletin Sinesine Bakınız...

Gülen hareketi; gönüllülük esasına dayanan, gönülleri hedef alan, insanlığın epeydir unuttuğu sevgi, şefkat, merhamet, hoşgörü, paylaşma, herkesi kendi konumunda kabul etme, tevazu gibi insanı insan yapan değerleri öne çıkaran bir sivil toplum hareketidir.

Bu hareket sadece ülkemizde değil, eğitim ve diyalog faaliyetleriyle bütün dünyada hüsnükabul gördü. Ben kendimce "test edildi ve onaylandı" diyorum. Dünyanın hiçbir ülkesinde ters bir bakışla bile karşılaşmayan bu hareket, acaba bizim ülkemizde bir kesimin neden boy hedefi haline geliyor? Bu hareketin insanlık adına bir proje olduğunu, kavgaların, çatışmaların kol gezdiği bir dünyada ısrarla, bir arada yaşamayı, barışı arzuladığını, insanları kardeş yapmaya çalıştığını bütün dünya anlıyor da bizimkiler neden hasmane davranıyor; insafsız provokasyonlarla, hedef saptırmalarla, yalanlarla, tezgâhlarla bu hareketi karalamaya, kamu vicdanında mahkûm etmeye çabalıyor? Bıkmadan, usanmadan, kinle, nefretle bu güzel hareketi, güzel insanlarla donanmış, güzel ideallerle bezenmiş bu insaniyet hamlesini kösteklemeye uğraşıyorlar? Bunlar iflâh olmaz hasım cephe. Bir defasında Sayın Gülen aynen şöyle demişti: "Göğe merdiven dayansa, bunlar da bu merdivenle cennete gidildiğini duysalar ve koşup gelseler.. bir de baksalar ki o merdiveni biz tutuyoruz, binmezler, döner giderler..." Bir kesim ise bilmiyor, tanımıyor, kulaktan dolma lâflarla mesafeli duruyor.

Bir başka kesim, aslında hareketin iyi niyetini, dürüst ve doğru davranışı görüyor; fakat ayrı dünyaların insanı oldukları için ilgisiz kalıyor, içlerinde bir yerlerde bir türlü gitmeyen bir kuşkunun tesirinde evhamlarına tutsak oluyor. Bir kesim, hareketin makûliyetini, isabetliliğini vicdanlarına tasdik ettiriyor, "aslında tam da bizim ideallerimizi seslendiriyorlar" diyor; ama nefislerinin esaretinden kurtulamıyor, haset çemberini kıramıyor, üstelik bu hareketin kendileri için siyasî bir desteğe dönüşmesini talep ediyor, bu olmayınca da hasım cephenin değirmenine ha bire su taşıyorlar... Dostun attığı gül yaralarken, bunların fırlattığı oklara ne demeli? Hasım cephenin bu kin, gayz ve nefreti neden? Bu sorunun cevabında en az üç asırlık husumetler, İslam'a düşmanlıklar, cibilli nefretler var.

Bu hasım cephe, şu küreselleşen dünyada milletimizin kendi özüne bağlı kalarak ayağa kalkmasını istemiyor. Kendi mânâ köklerimize sarılarak yeniden dirilişimizden rahatsız oluyor. Bugüne kadar demokratikleşmeden en büyük rahatsızlığı bu hasım cephe duymuştur. Çünkü onlara göre halka yetki vermek, bu milletin kendi değerlerine doğru yolculuğa çıkmasına vize vermektir.

Baskılara boyun eğerek vize verdikleri her defasında, bu yolculuğun ezana, dine, millî ve manevî değerlere doğru hızlandığını görerek müdahale ettirmişlerdir. En acısı da, her defasında bu milleti ordusuyla, gözbebeğiyle karşı karşıya getirme çabasında olmuşlardır. Gerekçeleri hep "gericilik", "irtica", "din devleti özlemi" gibi bu milletin tarihinin hiçbir döneminde yaşanmamış karanlık tablolar olmuştur. Demokrat Parti'yi bu yolculuktan dolayı biçtirdiler... Dâvâ insanı milliyetçileri bunun için sindirmeye kalktılar. Şimdi sırada gönüllüler hareketinin tertemiz masum insanları var. Bu hasımlar işte son günlerde onun için "her taşın altından onlar çıkıyor" diye bir tezvirata başladılar. Asla... Kat'a... Onlar çıkmıyor.

Siz, o taşların altına kendi tıynetinizce güya deliller serpiştiriyor, sonra da "bakınız.. yine onlar" diye gürültü koparıyorsunuz. Siz muhabbet fedailerini taşın altında değil, milletin sinesinde bulabilirsiniz.

Millet, bu defa kendi evlâtlarına sahip çıkacak. Hukuka, demokrasiye sahip çıkarak...

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.