Işığı Doğu'dan Yükselten El: Diyalog Avrasya
Elbette böylesine etkileyici ve karşılıklı bağlar kurma kudretine sahip küreselleşme, kendi mecrasında olağan akışı içinde "her şeyin yolunda olmasını temin eden" bir akla ve iç tutarlılığa sahip değil. Her kültürel temas, her ilişki beraberinde yardımlaşma, dayanışma, ortak iş yapma kadar gerilimi ve istikrarsızlığı da getirir. Başka ülkeler başka insanlar demek, başka kültürler, inançlar, hayat anlayışları demektir. Hayat sadece "akli" bir düzen içinde yürüse ve bu akıl esasında herkes aynı ilkelerde birleşmiş olsa problem yok. Ama akıllar var, inançlar var, farklı kültürel pratikler var ve elbette herkesin dünyasında kendi hakikatleri var. Bunların toplamı "ortak çıkar" olarak, diğerlerinin ortak çıkarlarıyla aynı zemin üzerinde buluşan beklentiler, tasavvurlar, arayışlar doğuruyor. İşte gerilimin ve istikrarsızlığın kaynaklarından birisi bu... Unutmayalım ki doğrudan "ilişki" kavramının kendisi de sorunludur. İlişki, yeni bir durum vaat eder, yeni bir düzen, yeni bir yaklaşım. İnsanlar, kişisel, örgütsel ya da ülkeler ve kültürler düzleminde teşekkül eden her tür ilişki biçimini yönetmek gerekliliği ile karşı karşıyalar.
Yönetmek denilince hemen, egemen güçlerin eşitsizlikçi kalkışmaları akla gelebilir. Bunun örneklerini gördük. Bunlar kendilerine de başkalarına da hayır getirmediler. Herkes bedel ödedi. İkinci tür ise, eşitliğe, hakka, adalete, katılıma önem veren, herkesi ortak geleceğin inşasının paydaşları olarak değerlendiren bir anlayışla oluşturulan uluslararası kurumların ilişki yönetimi. İnsanoğlu küreselleşmenin çatışmaya, gerilime açık yanlarını rehabilite edip insanlığı ortak çıkarlar etrafında toplayacaksa bu tür örgütler marifetiyle yapacak.
Böyle örgütler var. Devletlerin, dünya liderlerinin katıldığı kurumlar, platformlar mevcut. Bunlar önemli. Ama daha önemlisi sivil yapılar. Çünkü onlar gönüllü karakterleriyle, politik çıkarları insanlığın ortak çıkarlarının önüne koymayan yaklaşımlarıyla dünyanın geleceğinde daha etkili olma karakterine sahipler.
İşte Diyalog Avrasya Platformu böyle bir örgüt. 1998 yılında aralarında Cengiz Aytmatov, Rıza Anar, İlber Ortaylı, Harun Tokak, Muhtar Şahanov, Rostislav Ribakov gibi isimler olmak üzere on iki Avrasya ülkesinden temsilcilerin kurucusu olduğu Diyalog Avrasya Platformu, sivil ve gönüllü bir kuruluş. Kısa adı olan "da" aynı zamanda Rusça "evet" anlamına geliyor. Bu evet, barışa, işbirliğine, ortak çalışmalara, yakınlaşmaya, bütün bunları sağlamak için de diyaloga evet. Küreselleşmenin sularında kadim iki kıtanın yazarlarını, düşünürlerini, bilim insanlarını, gençlerini, gazetecilerini bir araya getirerek bir insanlık damarı oluşturmak isteyen DA, bu on iki yıl içinde ciddi tecrübeler kazandı, ilerlemeler sağladı. Moskova'da, Kiev'de, Duşanbe'de, Astana'da, Tiflis'te, farklı ülkelerin başkentlerinde inançtan bilime, eğitimden kültürel hayata kadar çok çeşitli alanlarda toplantılar düzenledi, insanları "söz"ün ortakları haline getirdi. Kendiliğinden olsa hangi şartlarda, nasıl, ne zaman birbirleriyle temas kuracakları belirsiz "uzak" ülkeleri yakınlaştırdı, belirsizliğin kapısını istikrara ve işbirliğine açtı.
DA en son 26-29 Kasım 2010 tarihleri arasında Antalya'da 9. Genel Kurul'unu yaptı. Her kurul öncesi küresel bir sorunu uluslararası katılımla ele alan DA, bu defa da diğer sponsor kuruluşlarla birlikte "Bir Değer Olarak Din, Gelenek ve Modernite Bağlamında Aile" başlıklı toplantıya destek verdi. Amerika'dan Brezilya'ya, Hindistan'dan Güney Afrika'ya ve Avrasya'nın çok çeşitli ülkelerine kadar her yerden altı yüz katılımcı aileyi konuştu, onun geleceğine yönelik değerlendirmeleri mübadele etti. Peşinden Genel Kurul çalışması gerçekleştirildi. Toplantıya Avrasya'da yer alan ve DA üyesi olan 14 ülkeden çok sayıda temsilci, bakan, rektör, gazeteci katıldı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof. Sergey Teleşin, DA toplantılarının "Humaniter Davos"a dönüştürülmesini teklif etti ve bu teklif hararetle desteklendi. Çalışmalarda yer alan elliye yakın rektör ve rektör yardımcısı, ülkeler arasında öğrenci değişim programını şekillendirdiler. DA platformunun her ülkede gençlik komisyonları kurması, uluslararası katılımlı gençlik forumları yapılması karar altına alındı. Yine ülkelerin medya organlarını öteki ülkelerden misafir kalemlere açmaları kabul edildi. "Dışarıdan nasıl görüldüğümüz" sorgulamasına, bu kalemlerin de muhakkak önemli katkıları olacak. Kurulda mutabık kalınan çalışmalardan birisi de "çocukların dünyasında büyükler" temalı saha çalışmalarının yapılması ve konferansların düzenlenmesi oldu. Nihayet görev süresi biten Kazakistan Yazarlar Birliği Başkanı Nurlan Orazalin'in yerine Ukrayna'dan Profesör Volodemir Sergeyçuk önümüzdeki iki yıl için genel başkanlığa seçildi. Eşbaşkanlığa ise Türkiye'den Harun Tokak yeniden getirildi. Sergeyçuk, Türkiye-Ukrayna ilişkilerinin gelişmesine büyük katkılar sağlamış bir ilim adamı. En son Türkiye'de gerçekleştirilen Türkiye-Ukrayna ilişkilerinin 360. yılı başlıklı toplantının mimarlarından.
DA Platformu, sahibinin katılımcı ülkeler olduğu bir yapı. Onun çalışmalarını ilgiyle takip eden ve üye olmak isteyen Hindistan gibi ülkeler şimdilik çalışmalara gözlemci düzeyinde katılıyorlar. Daha önce gözlemci olan Estonya ise 9. Genel Kurul'da üyeliğe geçti ve beratını aldı.
Herkes bilir, ışık Doğu'dan yükselir. DA, insanlığın ortak değerleri temelindeki diyalog kapılarını açan çalışmalarıyla bu ışığı daha da yükselten kollardan birisi olmak istiyor. Avrasya'nın kadim bilgeliğiyle diyalogu buluşturan yapısı, bugünden ışığı kavramış olan bu güçlü uluslararası eli muhakkak çok daha yukarılara çıkartacak.
- tarihinde hazırlandı.