Körlük

Günümüzde yaşadığımız çoğu sıkıntının ve tartışmaların temelinde bu kadim tiyatronun sahnelenmesindeki arızaların, zorlukların olduğuna inandım hep.

Mayın tartışmalarından tutun da RTÜK Başkanı'na, Cumhurbaşkanı'nın eşinden nefret etmeden tutun da saçma sapan 'şövalyelik' geyiğine kadar neredeyse her tartışma ve çatışma konusunun temelinde bu tiyatronun yazarlarının, yönetmenlerinin, oyuncularının ve alkışçılarının ya rolleri gereği ya da bozulan ezberlerinin verdiği sıkıntıyla yaptıkları şaklabanlık olduğunu düşünüyorum. Bu durum değişir mi ya da ne zaman değişir tam bilemiyorum açıkçası. Bildiğim şey, muhatap olduğumuz zihniyetin kendileri gibi olmayan herkesi, düşündükleri gibi olmayan her şeyi imha etme çabaları, olmadı görmezden gelme acizlikleridir.

Türkçe Olimpiyatları'nı bu ülkedeki herkes biliyor. Artık ulusal bir boyuttan çoktan çıkmış, uluslararası bir organizasyona dönüşmüş ve samimi olan hemen herkesin (sevsin/sevmesin) takdirini kazanmış bir çaba. Kısa süre önce Ergenekon davası dolayısıyla yapılan gözaltı sonrasında bir sivil toplum kuruluşu liderinin evinde arama yapıldı diye yeri göğü birbirine katanları hatırlayacaksınız. Beğenirsiniz/beğenmezsiniz, o ayrı bir şey; ancak birileri kendi düşünce ve inançlarına göre bir gelecek kurgulamak için kanunlar çerçevesinde sivil olarak çalışma yapıyorsa hiçbir şey diyemezsiniz. Ama hatırlayacaksınız, bahsini ettiğim olay sonrasında sivil toplum kuruluşu lideri bayanın vefat etmesiyle adeta bir takdir avına çıktı malum kesim. Bırakınız eleştirmeyi; takdir etmeyeni, cenazeye gitmeyeni taşlamaya, aforoz etmeye kalkıştılar...

Abartının, köpürtmenin haddi hududu kalmadı. Ki bunlar anlaşılmaz şeyler değildi. Andıç Medyası bu tür şeyleri abartmayı ve gölgelerini devasa yapmayı pek sever. Habbeden kubbe üretmekte mahirdir ve istediklerini istedikleri an kahraman yapabileceklerine inanırlar. Kanımca bir tür psikolojik sapma sayılabilecek bu arızayı tıp otoritelerine bırakarak ben derdimi anlatmaya devam edeyim. Hani, çok da küçümsemek istemiyorum ama zaman zaman bu güruhun gazetelerinin manşetinde, ekranlarının en önemli saatinde kendi patronlarının, kızlarının, damatlarının, eniştelerinin, ahbap ve yarenlerinin yaptıkları sosyal sorumluluk projeleri yer alır.

Dediğim gibi pek bir severler ve bayılırlar abartıp köpürtmeye. Kutu kadar bir ilkokul sınıfını 'eğitime dev yatırım' abartısıyla manşetten çakmaktan utanmaz ve çekinmezler. Kendi ideolojilerine yakın buldukları kişileri ve sosyal faaliyetleri bir ibadet içtenliğiyle millete abartarak sunarlar.

Size sadece şunu söyleyeyim; bu ülkenin herhangi bir ilçesinde kendince esnaflık yapan ve kazancının bir kısmını eğitim faaliyetine yatıran, eğitimle ilgilenen, bu ülkenin ve tüm insanlığın geleceğiyle ilgili samimi kaygı taşıyan herhangi üç Anadolu insanının yaptığı katkı, o koca koca holding binalarının sahiplerininkinden misliyle fazladır. Ama benim esnaf kardeşimin plazaları, medyaları olmadığı için köpüklü manşetleri yoktur.

Ne ki tüm bunlara da eyvallah diyoruz. Hani kibrit kutusu kadar da olsa bu ülkenin eğitimine katkıda bulunun, çocuklarımıza sahip çıkın, fakir fukaranın yanında yer alın. Varsın abartılmış olun, varsın minicik katkılarınızı köpürterek havasını atmış olun.

Fakat... Bilmem kaç ülkeden gelen yüzlerce çocuğun herkesi duygulandıran, bu ülkeyi seven herkesin göğsünü kabartan çalışmalarını, çabalarını görmezden gelmek de ne demek? Sizin samimiyetinize kim inanır artık? Türkçe Olimpiyatları'na bir iki cılız yazar yazısı dışında hemen hiç yer vermeyen, görmezden gelenler zannediyorlar ki bu kocaman ülke hizmetinin değerini düşürmüş, gözlerden kaçırmış olacaklar öyle mi?

Yanılıyorlar elbette! Zira hakikatin öyle bir özelliği vardır ki; üzeri örtülemez, uzun süre gizlenemez. Bugün olmasa yarın çıkar bir yerden karşınıza ve size de mahcup bir utanç kalır geriye.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.