Kuzey Irak İzlenimleri
Erbil Valisi'nin çalışma odasında "Kürdistan haritası" olduğunu yanılmıyorsam adı Kuzey Irak'ta almış olduğu büyük ihaleler nedeniyle Barzanici ve Talabanici'ye çıkmış bir Türk gazeteci ilk defa söylemişti.
Ne zaman mı söylemişti? Erbil'deki işleri ve Barzani ile ilişkileri bozulduktan sonra. Erbil Valisi'ni ziyarete gittiğimde öncelikle gözüm "Kürdistan haritası"nı aradı. Herkesi kabul ettiği çalışma ofisinde yoktu ama beklerken oturduğumuz bitişikteki toplantı salonunda vardı sözü edilen harita. Arkalarda bir yerde asılmış duruyor öyle. Bu harita Osmanlı haritasında "Kürdistan" olarak anılan bölgeleri gösteren bir harita...
Bazıları bu haritanın varlığını, bölgedeki Kürt yöneticilerin kafalarının gerisinde saklı tuttukları "Büyük Kürdistan düşü" ile açıklıyorlar. Yani Kürt yöneticilerin aslında "gizli ajandası"nda Türkiye'nin bir kısım topraklarını da içine alan bir niyet olduğunu söylüyorlar. Bu "gizli ajanda" meselesi, nerden baktığınıza bağlı olarak farklı yanıtları olan bir mesele. Aynı şey hala evlerinin bir yerinde Osmanlı haritası asan kişilerin niyetleri için de söylenebilir. Şu an bağımsız devlet statüsünde olan pek çok ülkenin bu haritada gösteriliyor olmasına bakılarak farklı değerlendirmeler pekala yapılabilir. "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne" söylemi de nitekim kimi Türk yöneticilerin yayılmacı anlayışta oldukları biçiminde yorumlandı. Erbil Valisi Nevzat Hadi Osman'a soruyorum, "Bu Kürdistan haritası niye?" diye. Sayın Vali, "Resmi siyasetimiz ve uygulamalarımız belli" diyor ve ekliyor: "Biz kendimizi her şeyden önce Irak'ın bir parçası olarak görüyoruz ve Irak'tan ayrılmak istemiyoruz." Valinin de başka yöneticilerin de söyledikleri hep şu: Biz kendi bölgemizde kendimizi yönetmek istiyoruz! Irak bizim ülkemiz, Kürdistan da bizim bölgemiz! Başka ülkelerin ne içişlerine karışırız, ne de onların topraklarına göz dikeriz! Her ikisini de yanlış ve zararlı buluruz... Anladığım kadarıyla büyük Osmanlı haritasından alınmış "Kürdistan haritası" tamamen bir nostalji!...
Sayın Valiye niyeti ne olursa olsun Türkiye'nin bir kısım topraklarını da içinde barındıran böylesi bir haritayı Vilayet binasında bulundurmasının hem yanlış ve gereksiz olduğunu, hem de yanlış anlaşılmaları beraberinde getireceğini söylüyorum. Hiçbir itirazda bulunmuyor ve savunmaya geçmiyor. Erbil Valisi, Türkiye'nin kendilerine her alanda yol göstermesini istediklerini söylüyor. Türkiye'den beklentilerini soruyorum. İşte verdiği yanıtlar:
"Bize Türkiye her alanda yol göstersin istiyoruz. İlişkilerimiz her düzeyde sıklaşsın istiyoruz. Türkiye'nin dostluğuna ve yol göstericiliğine ihtiyacımız var. Bizim varlığımız Türkiye için büyük bir şans. Türkiye ile Bağdat arasında bir hat var, o da Kürdistan'dan geçiyor. Irak'ın başka bir sınırı yok. Bizim Türkiye için "köprü" olmamız mı daha iyidir, yoksa çukur veya tümsek olmamız mı? Bizi başka ülkelere muhtaç ve mecbur etmesinler istiyoruz. Şayet Türkiye bize elini uzatmazsa biz de mecbur kalır başka ülkelerle iş tutarız." Türkiye'nin deneyimlerinden yararlanmak istediklerini altını çizerek belirtiyor.
* * *
Erbil Valisi, Türkiye'den gelenlere her konuda yardımcı olduklarını söylüyor. Türk okullar konusunda her türlü yardımı yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini belirtiyor. "Benim iki çocuğum var; biri erkek, biri kız. İkisi de Işık Koleji'nde okuyorlar." Işık Koleji dediği Fethullah Hoca'nın Erbil'deki okullarından birinin adı.
Fethullah Hoca sadece Erbil'de değil Kerkük ve Süleymaniye'de birden çok sayıda okul açmış. Ve bu okullara Kürdistan Hükümeti ve yerel yöneticileri ziyadesiyle katkı sunuyorlar. Erbil Valisiyle konuşurken öğreniyorum ki, valilik tarafından yapılan modern bir bina Türk okulu açılsın diye cemaate verilmiş. Gene Erbil'in en modern ve gelişen bölgesinde Türk üniversitesi için 100 dönümlük bir arsa tahsis edtilmiş. Erbil'de gezip gördüğüm Sema Hastanesi için de yatak kapasitesi çok daha fazla modern bir hastane binası için arazi tahsis edilmiş!
Sema Hastanesi'ni gezerken çok etkilendim. Şu anki yeri küçük ve yetersiz olsa bile modern cihazlarla donatılmış mükemmel bir yer! Özellikle göz hastalıkları konusunda hiç kimsenin başka bir ülkeye imkan bırakmayacak bir donanıma ve tecrübeye sahip. En son tıbbi cihazların bulunduğu Sema Hastanesi, hem daha ucuz hem de kaliteli hizmet sunuyor. İnanıyorum ki kendilerine tahsis edilen arsa üzerinde inşa edecekleri bina sayesinde bölgenin en namlı hastanelerinden birine dönüşür! Dahası, çevre ülkelerden insanların geldiği bir hastane özelliğine bürünür!.. Kendisi aynı zamanda iyi bir göz doktoru olan Ali Çolak'ın başhekimlik yaptığı Sema Hastanesi'nin Türkiye'nin adını tanıtmak bakımından yaptığı hizmet ise takdire şayan! Dostluk ve kardeşlik köprüsü kuran bu tür okul ve kurumlar çok önemli işlevler görüyorlar.
Fethullah Hoca'nın Erbil, Süleymaniye ve Kerkük'teki okullarında üst düzey yöneticilerin çocukları okuyor. Bu okullarda Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce eğitim veriliyor. Çok dilli ve çok donanımlı bir neslin yetiştirilmesinde bu Türk okullarının çok büyük bir katkısı olacağına hiç kuşku yok. Belki de geleceğin yöneticileri bu okullardan çıkacaklar! Kerkük'teki okullarından birini dolaştım. Her ırktan çocuklar. Her dilden çocuklar. Bir arada iyi bir eğitim için bulunuyorlar. Kürtçe ile Türkçe kardeşçe bir arada. Kürt ve Türkmen çocuklar birbirlerinin dilleriyle zenginleşiyorlar. Bu çok dilli ve çok yönlü eğitim sistemi, yepyeni bir senteze ve çözüm sürecine de kapı aralıyor aslında...
* * *
Kur'an'da şöyle diyor Yüce Rabbimiz: "Dillerinizin ve renklerinizin farklı olması Allah'ın ayetlerindendir." İşte bu okullarda farklı diller ve renkler bir araya gelerek anlamlı bir kardeşlik tablosu oluşturuyorlar. Kim ki bu renklerden ve dillerden birine dokunur yasaklar veya bastırırsa Allah'ın ayetlerinden birini de inkar etmiş olur.. Bu Allah'a karşı bir suçtur.. İnsanlığa karşı da bir suçtur...
Tarihsel beraberliğimiz kadar dinsel aidiyetimiz de elbette bu kardeşlik köprüsünün kurulmasında çok belirleyici bir öneme sahip... Kuzey Irak'lı yöneticiler Türkiye'ye büyük önem veriyorlar. Türkiye'nin kardeşliğine ve dostluğuna... Erbil Valisinin her konuda "yol göstericilik" teklifinde bulunması, çok anlamlı bir çağrıdır... Dostluk mu düşmanlık mı?
Düşmanlıkları dostluğa dönüştüren bir siyaset başarılı bir siyasettir. Dostlukları düşmanlığa dönüştüren bir siyaset ise kaybettirir. Türkiye'nin dostluğu Iraklı Kürtler için ne kadar elzem ise, Iraklı Kürtlerin dostluğu ise Türkiye için o kadar elzemdir. Hepimize kazandıracak bir dostluk siyaseti için nefes tüketmeyi "Barzanicilik" biçiminde yorumlayanlara söyleyecek sözüm yok benim!
Mehter marşıyla Kuzey Irak yönetiminin üstüne yürümeyi salık verenler bu anlayışları dolayısıyla Türkiye'ye 23 yıl kaybettirdiler. Bir 23 yıl daha kaybettirecek siyasaları hep birlikte mahkum edelim istiyorum. Bu satırların yazarının yegane niyeti bu.
- tarihinde hazırlandı.