Hokus Pokus ve Saptırılan Hedef
Elimde Akın Birdal suikastının planlayıcısı Cengiz Ersever'in, Fethullah Gülen'le yeraltı dünyasından Sedat Peker arasında ilişki kuran tutanağı var. Birkaç defa okudum. Her defasında aklıma arkadaşım Selahhattin Karakış'ın birkaç ay önce kösesinde yazdığı su fıkra geldi.
Halk arasında epey yaygın olan fıkrayı bilirsiniz. Adamın biri hocaya giderek, 'Sana bir masal anlatacağım. Neresinde yanlış olduğunu bana söyler misiniz?' demiş ve başlamış anlatmaya. "Musa isimli evliyanın biri, deniz kıyısında kızını asarken, sudan bir deve çıkmış. Adam deveyi asmış ve kızı kurtulmuş. " Adam sözünü bitirince hoca bir 'La havle' çekmiş ve 'Bunun neresini düzelteyim.' demiş. Ve başlamış düzeltmeye. "Bir, anlattığın masal değil kıssa. Bahsettiğin zat evliya değil, peygamber. Adi Musa değil, İbrahim. Olay mahalli deniz kenarı değil, dağ. Kızı değil, oğlu. Deve değil, koç. Denizden çıkmadı, gökten indi. Asmadı, Allah'a kurban etti." Elimdeki tutanağa ve kamuoyuna yansıyış biçimine bakıyorum, düzeltmeye neresinden başlayacağıma karar veremiyorum. Önce Cengiz Ersever'in altına imza attığı tutanağın nasıl ortaya çıktığını bana ulasan bilgiler ışığında ortaya koyalım. Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak, Ersever'in yakalandığı andan itibaren bir arkadaş gibi sürekli yanında ve tek başına sorguluyor. Öncelikle bu durum gözaltı mevzuatına uygun değil. Tutanakta en az üç imzanın bulunması gerekli. İfadeyi alan ve zabta geçiren kişiyle birlikte amirlerinin isim ve imzaları gerekir. Mahkemeler böyle bir tutanağı kabul etmiyor ve hiç bir bağlayıcılığı yok. Müsvette konumundaki böyle bir tutanak Ak'tan Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'a intikal ediyor. Saral'dan da Başbakan Yılmaz'ın önüne. Ankara Emniyet Müdürü Saral direkt Başbakan'a bağlı olmamasına rağmen tutanak bile denmeyecek bir belgeyi, üstlerini pas geçerek basit hesaplar uğruna Yılmaz'a ulaştırıyor. Başbakan Yılmaz'ın birçok konuda yanlış bilgilendirildiği herkesin malumu. 'Yanıltıldım' sözünü gecen hafta söyledi. Bir Başbakan ciddi konularda nasıl yanıltılır, bir turlu aklim almazdı. Ersever tutanağının, Başbakan'a nasıl ulaştığını öğrenince 'yanıltılmanın normal sayılması' gerektiğine inandım. 'Yeşil oldu.' sözü Başbakan'ın ağzından çıktığında da herhalde böyle bir yol izlenmişti. Çünkü ertesi günü İçişleri Bakanı Başesgioğlu'na konu sorulduğunda 'Bizim haberimiz yok.' demişti.
Adım gibi eminim ki, memurlarının gözetimi altındaki bir kişinin ifade tutanağının bir emniyet müdürü eliyle Başbakan Yılmaz'a ulaştığından İçişleri Bakanı'nın haberi yoktur. Normal yol izlenmiş olsaydı, Saral'ın Başbakan'a ulaşabilmesi için 4 kapıdan geçmesi gerekirdi. Başbakan Yılmaz'ın yanıltılması ancak normal prosedür islediğinde mümkün olur. Elimdeki tutanağa bir daha okuyorum. Ersever adeta bir 'uzman' gibi görüşlerini ortaya koyuyor. Alınması gerekli tedbirlerden falan söz ediyor. Karanlık bir kişinin ağzından çıkan bu tip sözlerin ne önemi olabilir?
Mafyanın nasıl önlenmesi gerektiği Ersever'ın değil, Osman Sak ve Cevdet Saral'ın görevi. Halk, vergilerinden bunun için maaş veriyor. Emniyet, Akın Birdal suikastçılarını yakalayarak 'büyük iş' başarmıştır. Susurluk veya devlet içindeki çete delilleriyle birlikte suçüstü yakalanmıştır. 'Kral çıplaktır' artık. Geriye çetenin arkasındaki gerçek ve derin gücü ortaya çıkarmak kalmıştır. İrade ve cesaret olduktan sonra gidilecek adres bellidir. Ancak suçüstü yakalanarak çırılçıplak kalan krallar, gözleri kendi üzerlerinden alarak başka yöne çevirmek istemişlerdir. Sedat Peker'le Fethullah Gülen arasında zorlama ilişki kurma cabası bundandır ve çıplak kralların marifetidir. Saral ve Ak kral değil onların ancak masasıdır. Susurluk'un çözümü, doğru iz üzerinde giderek gerçekleşebilir. Bir dal suikastçılarının yakalanması gerekli izleri göstermektedir. Ancak çete 'hedef saptırarak' herkes için aşikar olan izleri 'hokus pokus' canbazlığıyla yok etmek çabasındadır. Tutanaktaki Peker-Gülen ilişkisinin medyaya servis yapılmasının amacı da budur. Kral hiçbir yerini gizleyemeyecek kadar çıplaktır ve gözler de üzerindedir. Gülen-Peker hokus pokusluğu gözlerimizi üzerinden çeviremeyecektir.
- tarihinde hazırlandı.