Söz Her Zaman Uçmaz

Yolu bir liman şehrine varmıştı. Şehir, her taraftan rüzgâr alan bir ev gibiydi. Başka başka hayatlar sorgusuz sualsiz yaşanıyordu. Daha ağır başlı ve kabullenilir bir hayatın içinden çıkıp gelmişti. Şimdi içine düştüğü bu şehrin hangi kuytusuna iliklenecek, orda kendince yaşayacaktı? Bu sorunun merkezinde tedirginlik içindeydi. Çekip gitmeyi düşünüyordu; küçük hayatına dönmek... Ama gitmemişti işte! Bir şekilde o eve gelmişti. Her tarafından rüzgâr yiyen şehrin ayartıcılığına karşın o ev bir sığınak gibiydi, o evde kendini evinde hissediyordu. Sonradan çok okuyacağı/dinleyeceği 'yol rehberi'nin sesini ilk kez o evde duydu. O ses, çok yol yürümüşlüğünün birikimleri içinden konuşuyor, kalbinde biriktirdiği sözleri ortalığa bırakıyordu. İnsan hayatının 'yol'da geçtiği ve yaşandığı gerçeği sebebiyle insanlar bu 'ses'ten, yolculuklarında kendilerine yarar buldukları sözler topluyorlardı. Hem edası hem de muhtevası itibarıyla hakikatli bir sesti. Bu ses hangi mekânda çınlıyor idiyse, yüzlerce kulak ordaydı. Hakikatli bir sesin ve yüzlerce kulağın buluştuğu yerlerde 'diriliş' denebilecek bir yolculuk başlıyordu. İnsana mekân olan dünya hakikatini ve mânâsını buluyor, bu mânâ içinde insanlar doğuyordu. Söz, dil ve konuşma bir daha fonksiyonunu icra ediyor, daha başka bir dünyanın kurulmasına 'ev'lik ediyordu.

Küçük hayatının içinden çıkıp gelmiş o delikanlı, kendisine sığınak olmuş o evde ilk kez bu 'ses'i dinliyordu. 'Söz'e inanmış adamların hakikati içinden konuşan bir adamdı dinlediği. Söz, sözdü! Hakikatli bir yerden çıkıyordu ve gidip kendine hazır hakikatli yerler buluyordu. Delikanlı bu sözlerin yedeğinde yaşayarak o şehrin ayartıcılığına kanmadı. Söz sahibinin işaret ettiği, altını çizdiği büyük hakikatle ilgili kalarak zaman geçirdi. Kitaplara gitti, kitaplardan bir ömür dikti kendine. Sözler topladı kendine, yazılar yazdı. Ve bir gün, ama çok sonra, bir mekânda o sesin sahibiyle aynı sofrayı paylaştı. Söze inanmış, sözün kalbine kalbini bırakarak insana gitmiş, sözü ve kalbiyle insanı yolculuklara çıkarmış, yolculuklarında kendilerine rehber olan bu arif insanı, kaldığı mekânda, o mekânda yaşananlar içinde daha da tanıdı. Karşısında, hayatı derinlikli yolculuklarda geçen, bu yolculuklarda kalbi ve zihniyle var olan, varlığını hakikate adayarak insana seslenen arif/mütefekkir bir şahsiyet vardı. Sâde ve âsûde mekânda söz ve sohbet sofrası açılmıştı. Onlarca kalb ve kulak, varlığın kuşatıcı hakikatine açık duruyordu. Kendi yolculuklarının soru ve çıkmazlarıyla orada bulunanlar, söz ve sohbetin sofrasında yolculuklarına yarar cevaplar buluyor, yolları bir 'çıkar'a varıyordu.

Şimdilerde delikanlılığını gerilerde bırakmış bu satırların sahibi, o liman şehrinde yaşanan sorgusuz sualsiz hayatın ayartıcılığına karşın kendisine sığınak olmuş o evin kuytularında çınlayan 'ses'ten çıkmış bir kitabı, Yol Mülâhazaları'nı vesile kılarak şunu der: M. Fethullah Gülen Hocaefendi, irfan geleneğimize eklenmiş bir halka olarak 'söz'ün ve 'sohbet'in hakkını edâ ediyor. Ki söz ve sohbet, bu geleneğin olmazsa olmazıdır; 'yazı'dan çok 'söz'e ve 'sohbet'e yaslanır. Ve sanıldığı gibi, söz her dâim uçmaz; kendine hazır ve açık kalb buldu mu, gider oraya yerleşip orada büyür büyür, başka bir şey olarak yeniden doğar. Bir sohbetin içinde 'söz'e kendini açmış her bir insan, başka bir insan olarak ordan kalkar. İçine aldığı 'söz'le birlikte hayata döner, hayatı bu 'söz'ün imbiğinden geçirerek yaşar. Söz bir kalbi kavrar ve kavradığı kalb ile hayatı kurar. Hocaefendi'nin 'söz'ün ve sohbetin içinde geçen hayatı buna en güzel misâldir.

Yol Mülâhazaları, Hocaefendi'nin sohbetlerinden oluşan Prizma kitap serisinin altıncısıdır. Serinin daha önceki kitapları gibi beş ana bölümden oluşmuş. Perspektif başlığı altındaki birinci bölümde dünyevileşme girdabı başta olmak üzere insanı bekleyen tehlikelerden ve evrâd-ü ezkârla birlikte bu tehlikelerden kurtulma yollarından bahsediliyor. İkinci bölümün adı ise Düşünce Boyutu'dur. Bu bölümde, okunacak kitaplardan, milletlerin yıkılış sebeplerine kadar geniş bir yelpazede düşünceye yeni ufuklar açılıyor. Din Ekseni Etrafında adını taşıyan üçüncü bölümde ise Efendimiz'i ve sünnetini anlamaktan, hidayet, takva, iffet ve gına gibi konulara kadar çeşitli meseleler ele alınıyor. Dördüncü bölümde ise daha önce yapılmış bazı tespitlerin üzerine 'Büyüteç' tutularak daha geniş ve teferruatlı bir anlatıma gidilmiş. Bermuda şeytan üçgeni ve din görünümlü bir kısım organizasyonlar gibi aktüel konular da beşinci bölümde ele alınmış.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.