Hecelenen Bir "Çizgi"

Prizma serisinin sekizinci kitabı olan Çizgimizi Hecelerken'i okurken, kitabın muhtevasından ziyade şunu düşündüm: Kırk yılı aşkın bir süredir aralıksız devam eden bir sohbet halkası... Sohbet halkasının ortasında; varlığını, hayatını, gönlünü ve zihnini hakikate yatırmış bir Hocaefendi duruyor. Yüzünü çevirdiği, yürüdüğü, büsbütün açık hâlde yaşadığı hakikat dışında bir şey(i) olmayan Hocaefendi'nin etrafında ise hakikate talip onlarca/yüzlerce/binlerce insan... Allah her dâim varlığa/hayata/yaratılışa müdahale ediyor, yaratılış kesintisiz sürüyor; kesintisiz süren yaratılışta görünür olan hakikat, bu sohbet halkası içinde kendine bir dil buluyor.

Nasrettin Hoca ile ilgili anlatılan bir fıkrada Hoca'ya, 'Dünyayı nasıl buldun?' diye sormuşlar, o da 'sora sora' diye cevap vermiş. Hoca'nın her cevabı bir 'nokta'dır, nokta ise bir yoğunluğa işarettir; sadece nokta değildir, içinde çokluk barındırır. Meselâ insan noktadır, kâinatın küçülmüş hâlidir, onu çözdüğünüzde karşınıza bütün bir varlık çıkar. Hoca'nın cevabında iki önemli husus vardır: Dünya ve soru... dünya da, içinde çok şey toplanmış bir noktadır; varlığının ve mahiyetinin anlaşılması için kendisine sorularla gitmek gerekiyor. Dünyaya doğmak, soruların ortasına bırakılmaktan başka nedir ki? Kendisine doğan insana sorularıyla dokunur dünya, insan da ortasında kaldığı soruların cevabını bulmakla nasıl bir yere doğduğunu anlar.

Evet, doğarken bir 'dünya' buluruz; kapalı, yığınla sorusuyla üzerimize gelen, huzursuz kılan bir yer... Üzerimize gelip huzursuz kılan sorular cevapsız kaldıkça dünya bize yaşanacak bir yer gibi gelmez. Bir 'anlam'sızlığın ortasında huzursuz oluruz. Bu sebeple soruların peşine düşer, cevaplarını ararız. Sorduğumuz, peşine düştüğümüz, bir şekilde cevabını bulduğumuz sorular etrafımızdaki belirsizliği giderir, doğduğumuz dünya böylelikle bir 'anlam' bulur. Biz 'dünya'ya verdiğimiz 'anlam' içinde oturmaya/yaşamaya başlarız. İçine oturduğumuz anlam, Dünya'daki 'dünyamız' olur; kokumuzu, tadımızı, nazarımızı ve niyetimizi buradan devşiririz. 'Dünyamız/çizgimiz' dediğimiz şey bize ev, kabuk ve elbise olur; onun içinde yaşar, öylece 'dünya'ya dokunuruz.

Varlığını, hayatını ve gönlünü hakikate yatıran Fethullah Gülen Hocaefendi'nin oturduğu ve dil kesildiği yere, sorularının peşine düşerek var olan yüzlerce/binlerce insan gelip oturmuştur. Hocaefendi kendisinde biriken cevapların sorularına sahip insanlar bulurken, bu insanlar da Hocaefendi'nin şahsında sorularının cevabı bir ağız bulmuşlar. Hoca-talebe, soru-cevap formunda yaşanan bu hâlleşme, kadîm irfanî geleneğimizin gövdesinde duran 'sohbet'in günümüze taşınmasıdır.

Cevaplarına soru ve sorularına cevap arayan insanların buluşması olan ve kırk yıldır devam eden bu sohbet halkası nihayette bir 'çizgi', yürünen/yaşanan/hedefi bulan bir yol ikame etmiştir. İkame edilen bu yolun görünür olduğu çok kanal vardır. Dünyanın her bir tarafına dağılmış binlerce insan ve kurum, kendini hayata/dile/teoriye vuran bir tecrübe bu 'çizgi'nin dillenmesidir. Başka türlü bir insan ve bu insanın etrafında yaşanan 'yeni' bir pratik... Prizma serisinin sekizinci kitabına 'Çizgimiz' şeklinde isim olan bu tecrübe ve pratik, son üç yüz yıldır dünyayı şekillendiren uygarlık biçiminden farklı bir tasavvura işaret etmektedir. İnsanı ve aklı anlam kurucu unsurlar olarak merkez bilen Hümanist paradigmanın tersine bu 'çizgi' Yaratıcı'yı varlığın ve hayatın merkezine koyuyor. Allah'ın anlam kurucu olduğu bir tasavvurun ikame ettiği bir nazar, bir niyet biçimi...

İlk önce insanların hayatında, sonra yeryüzü haritasında tesiri görünen, şimdi de dünya üniversitelerinde konuşulur olan bu 'Çizgi' yoluna devam ediyor. İnsanların hayatında ve dünyanın veçhesinde çizgilerini göstererek kendini açıyor. Hayatın içinde yaşanarak 'hecelenen' bir durumdur bu. Bir vakıa olarak yaşanan bu duruma, Hocaefendi, 'Çizgimizi Hecelerken' diyor. Bu isimlendirme; 'çizgi'nin büsbütün yaşanmadığına, bir keresinde ve kolaylıkla telâffuz edilmediğine, şimdilik 'hecelendiği'ne işarettir. Dolayısıyla bu kavramsallaştırma, mesuliyetin devamı adına bir çağrı olarak da okunabilir.

Prizma serisinin sekizinci kitabı olan Çizgimizi Hecelerken'i okuduğum zaman zihnime üşüşen tedailer bunlardı. Peki, onlarca sohbetin gerçekleşmesine, sonradan bu kitabın oluşmasına vesile olmuş sorular nedir? Çizgimizi Hecelerken kitabı, hangi soruların cevaplarını ihtiva etmektedir? Kitapta 55 adet sorunun cevabı var. Kitaba isim olan 'Çizgi'nin tartışıldığı bugünlerde, Hocaefendi şu hususlara açıklık getiriyor: İslâm'ın günümüzdeki sunumu nasıl olmalıdır? Din bir doktrin midir? İman hakikatleri akla ters midir? Fikirleri söyleme serbestîsi ve Ashab-ı Kiram örnekliği... 'Devlet-i Ebed Müddet' perspektifinde devlet düşüncesi... İslâm ve Sosyalizm... İhtilali Oluşturan Hastalıklar... Din bir vicdan işi midir? Kur'ân mahlûk mudur? Mezheplerin doğuşundaki hikmet... Hz. Âdem'in yaratılışı, ırkların ve dillerin oluşumu... Tasavvuf ve Melamilik...

Bu Kitabı Satın Alın

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.