Hak Edilmiş Bir Onur
O dönemde Gürcistan'a yatırım yapmak oldukça riskliydi. Dolayısıyla bu cesur adımları atan insan oldukça azdı.
İşte "Çağlar" ve "Mars" adlı cesur Türk Eğitim Kurumları her şeye rağmen Gürcistan ile işbirliği ve dostluk ilişkileri kurmaktan çekinmedi. Onlar önce Tiflis ve Batum'da okullar açtılar. Daha sonra bunu Uluslararası Kara Deniz Üniversitesi takip etti. O yıllarda Gürcistan'daki okul ve üniversiteler için bu manada bir eksiklik duyulmuyordu, ama Türk okullarının görevi tamamen farklıydı. Bu okulların amacı ilk önce Türkiye ve Gürcistan arasında, daha sonra ise Gürcistan ve bütün dünya arasında köprü kurmaktı. Dolayısıyla bu okullarda eğitim Gürcüce ve İngilizce dillerinde yapılıyor/yapılmaktadır.
Gürcistan ve Türkiye arasında bağımsızlıktan önce uzun yıllar demir perdenin olması, Gürcü halkının söz konusu okulların açılmasına ilk başta tepki göstermesine sebep oldu. O dönemde Türkiye'nin bu eğitim ihracatına herkes şaşırıyordu, çünkü bu ülkenin daha önce bu alanda dünya çapında herhangi bir başarısı bilinmiyordu. Ama Türk okullarının kurucuları onlara engel olan hiçbir zorluktan korkmadılar. Değişik alanlarda faaliyetlerini geliştirdiler. Kısa zaman sonra biz Türklerin benzer okulları dünyanın heryerinde açtığını öğrendik. Ayrıca bu okulların her hangi bir ortak merkezden yönetilmediği de çok geçmeden farkına varılan bir husus oldu.
Bu eğitim hareketinin tüm işlerinde idareci ve organizatörleri var. Söz konusu okullar sayesinde birçok idareci ile, yetkili ile tanıştık, dostlar edindik. Bu dostlar halkımıza her zaman yardımcı olmaya hazırlar. Son zamanlarda gelişen olaylar da onların bu tutumunun bir delilidir. Mesela Uluslararası Kara Deniz Üniversitesi ve Çağlar Eğitim Kurumları İç Kartli'den göçmen olarak gelen 500 kişiye ev sahipliği yaptılar.
Gerçi gerek Gürcistan'da gerekse dünyanın değişik ülkelerinde açılan Türk okullarının, bir merkezden idare edilemeyeceği herkesce biliniyor, ama bu harekete düşünce ve fikirleri ile ilham veren bir kişi, bir düşünce ve aksiyon insanı var. Bu anlamda elbette başka yerlerde başka düşünürler de mevcut ancak onları sınırlı bir topluluğun takip ettiğini görüyoruz. Halbuki bu düşünce ve aksiyon insanını herkes dinliyor. Bu kişi düşünce ve fikirleri ile insanlığa daha iyi bir dünya, daha iyi bir gelecek sunma adına insanlığı harekete geçiriyor. İşte bu zat Fethullah Gülen'dir.
Evet Fethullah Gülen'in şu an olduğu gibi gelecekte de çok önemli bir insan olarak dikkat çekeceğini düşünüyorum.. Bazıları belki Fethullah Gülen'i sadece din adamlığı vechesiyle tanıyor, biliyor. Ancak bu yönü, kanaatimce onu tanımak için yeterli değildir. Çünkü yakından bakıldığında görülecektir ki, Gülen'in tüm felsefesi insan sevgisine dayanmaktadır. Bu bilge insan için, bu karmaşık dünyada en değerli olan varlık insandır ve onun yaşamış olduğu hayattır. Ona göre insanları kurtarmak için değişik kültürlerin temsilcilerinin ortak noktaya gelmesi, aralarında diyalog ve tolerans kurulması gerekiyor. Bunun da ötesinde en önemli şey eğitimdir, dine saygılı ilim anlayışı, ilim düşüncesidir. Evet, Fethullah Gülen inancını hassasiyetle yaşamaya çalışan dindar bir müslümandır ama farklı din ve kültürlere saygı duymakta ve bunu önemsemektedir. İslam'da Müslüman'ın insanî derinliği olan bir ahlak anlayışı ve farklı olana karşı hoşgörülü olmayı öğreten ve modern hayata ayak uydurabilen ilkeleri araştırıyor ve buluyor. Bu açıdan Gülen, İslam ve terörizmin birlikte anılamayacağı konusunda sık sık görüşlerini dile getirmektedir.
Gülen'in felsefesi dogmatik değil, düşünce faaliyeti içinde değişiyor, inkişaf ediyor.. Onu dinleyen insanların kurduğu okullar ve üniversitelerin de dünyaya asla kapalı olmadığı görülüyor. Evet, bu okullar çağdaş dünyaya açık okullardır. Bağımsız ve hür düşünceye saygıları ile dikkat çekmektedirler. Oralarda özgür ve düşünür insanlar; eleştiriye açık, analiz yapabilme özelliklerine sahip nesiller yetiştiriliyor. Bu okullar öğrencilerde değişik kültürlere olan ilgiyi artırıyor ve öğrenciler burada ayrıca vatansever olarak yetiştiriliyor. Bu hareketle açılan okullarda eğitim yerel kültür ve dille yapılıyor. Bu da onların yerel dillere duyduğu saygıyı gösteriyor. Yerel dilin ve yerel tarihin verilmesi söz konusu okullarda şarttır. Gülen'e göre her hangi bir insanın yabancı kültüre, yeni ideallere açık olması gerekiyor, ama o yine ilhamını köklerinden, geleneklerinden almalıdır.
Fethullah Gülen politikadan uzak duruyor, ama güçlü devlet fikrinden yanadır. Türkiye'nin Avrupa sürecine katılmasına destek vermektedir. 60'tan fazla eseri vardır. Bu eserlerinde evrensel ilkeler üzerinde durmaktadır.
Hayatı araştırıldığında onun hiçbir zaman herhangi bir makam ve paye peşinde olmadığı görülecektir. Ama onun dinleyenleri, takdir edenleri ve sevenleri ise hiçbir zaman eksik olmamış.
Geçtiğimiz aylarda Foreign Policy dergisi tarafından bir anket yapıldı. Yapılan bu ankette, çağdaş 100 entelektüel insan arasında Fethullah Gülen ilk sıradadır. Bu demektir ki onun gayret ve çabaları meyvesini verdi. Bu ünlü kişiye hak edilen takdiri, konumu candan tebrik ediyoruz ve kendisine uzun ömür ve verimli çalışmaların devamını diliyoruz.
- tarihinde hazırlandı.