Cami Avlusuna Terk Edilen Örgüt !!!
Ancak eğer bu haber doğru ise "Fethullahçılar" dan korkmaya gerek kalmamıştır. Nasıl olsa bunlar "çok gizli bir şekilde" örgütlenip, daha sonra kendilerini toplu halde bir cami avlusunda deşifre etmektedirler. Hatta, bundan sonra orada burada bu "çok gizli örgüt" ile ilgili olarak Emniyet veya MİT tarafından soruşturma ve inceleme yapılmasına da gerek kalmamıştır: Çünkü bu "çok gizli örgüt" hepimizi şaşırtacak kadar "şeffaf ve saftır" da...
Anadolu Ajansı'nın bu haberine en çok kim sevinmiştir dersiniz. Bana kalırsa Nuh Mete Yüksel. Fethullah Gülen aleyhine "tek kişilik, silahsız en tehlikeli terör örgüt" savıyla açtığı davada, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan "derin araştırmaya rağmen" Emniyet'te "Fethullahcı" bir yapılanmanın olmadığının ortaya çıkmasından hemen de sonra bu çok gizli örgütün (!) bir cami avlusuna kendileriyle ilgili bilgileri bir çanta içinde kamuoyunun bilgisine sunması Nuh Mete Yüksel'e "derin" bir soluk aldırmıştır. Öyle inanıyorum ki bu çanta Fethullah Gülen'i kanunsuz, nizamsız ve haksız bir şekilde yok etmek, bu bağlamda "Fethullahcı" olduğu iddia edilenlere dünyayı zindan etmek isteyenler açısından "yılın çantası" olarak seçilecektir.
İşin en ilginç yanı şu : "Emniyet'te Fethullahçı bir yapılanma olmadığı" yönündeki Emniyet raporundan hemen bir hafta sonra, bulunan çantanın içinden "Emniyet'teki yapılanma" ile ilgili bilgiler çıkıyor. Yani sanki bu "Fethullahçılar" ısrarla "Hayır, kardeşim biz Emniyet'te yapılanma içindeyiz. " dercesine, hem de aksilik Emniyet'in yapacağı bir operasyon sonucu bulunacak bir çantayı, dikkat edin oraya buraya değil, gidip bir caminin avlusuna bırakıyorlar. Siz düşünün ki bu çanta, çantanın içinde bulunan notlar doğru ise, tam da "Fethullahçıların" örgütlendiği bir yerde bulunuyor. Yani eğer bu işte bir mantık aramak gerekirse, böyle bir çantanın "Fethullahçı bir yapılanma" nın bulunmadığı bir başka yerde ele geçirilmesi gerekirdi. Neyse, bir hata olmuş; biraz aceleci davranılmış yine. "Acele işe şeytanın karıştığı" doğruymuş demek ki. Öyle sanıyorum bu "tehlikeli örgüt" adına bir başka yerde unutulacak çanta veya belgelerin düzenlemesi, organizasyonu yapılırken daha dikkatli davranılacaktır. Sanıyorum bu belgeler o cami avlusuna özenle yerleştirilirken "Ne yani, böyle bir çanta tabii ki örgütlendikleri yerde bulunacak" mantığı hakim olmuş.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin cami avlularında unutulduğu ileri sürülen ve bir operasyonla ele geçirilen (!) çantalara mahkum olmaması, eğer bir insan suçlu ise onun suçlu olduğuna dair kanıtları anında masaya koyabilmesi lazım. Yok eğer devletin bütün kurumları devamlı olarak araştırmalar yapıyor, incelemelerini sürdürüyor da yine de bir şeye ulaşamıyorlarsa bu ya bu " tehlikeli örgütün" kendisini gerçekten çok iyi gizlediği ya da olmadığı anlamına gelir. Eğer bu örgüt var ve kendini çok iyi gizliyorsa, neden sırlarını bir çantayla birlikte bir cami avlusunda sergilesin ki? Devletimizi, "suçlu" olduğu ileri sürülen bir kişi hakkında "bilgi ve belge bulamıyor; ama yine de sorguluyor, suçluyor" pozisyonlarına düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.
Kimi bürokratlar kendilerinin aslında bu vatanı kollayan sayılı kahramanlardan olduğunu göstermeye çalışırken, devletin diğer kurumlarını (MİT ve Emniyet gibi) küçük düşürüyor, farkına varmadan veya vararak, onları beceriksiz olmakla suçluyor. Elde kanıt olmadan yapılan bir suçlamadan sonra, suçlanan kişinin gerçekten suçlu olduğunu ispat edebilecek belgelerin, bilgilerin, dokümanların, itirafçıların bulunamaması, zor durumda kalan iddia makamlarının bu tür belgeler düzenlemesi/düzenletmesi veya iddialarda bulunacak "taşeron" kişiler kiralanması ile sonuçlanabiliyor. Bugüne kadar yaşadığımız tecrübelerden başka türlü bir sonuç çıkarmak da maalesef mümkün olmuyor.
Bir insan gerçekte suçlu ise ve bunu ispatlayacak belgeleriniz varsa o kişiye gereken ceza ne ise verirsiniz olur biter. Yok aslında suçlu olmayan bir kişiyi bir takım zorlamalarla suçlayıp davalar açarsanız, daha sonra iddialarınızı kanıtlamak için cami avlusuna terk edilen çantalara muhtaç duruma düşersiniz. Tabii ne yazık değil mi: MİT ve Emniyet gibi koskocaman teşkilatlarımız bunca yıl şöyle aklı başında bir bilgi ve belge bulamazken, Türkiye Cumhuriyeti'nin "kendisini yıkıp yerine başka bir düzen kurmayı hayal eden bir örgüt" hakkındaki dokümanları şans eseri bir cami avlusunda buluyor. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak şu ana kadar bir iddiadan öteye geçememiş "Fethullahçı yapılanma"dan mı, yoksa "devletimizi yıkmayı planlayan" bir örgüt hakkında devletimizin ve onun kurumlarının bugüne kadar elle tutulur, gözle görülür bir kanıt bulamamış olmasından mı korkmalıyız? Nihayetinde, 28 Şubat kararlarından sonra ülkedeki bütün okullara, yurtlara veya bu gruba ait olduğu ileri sürülen "Işık evleri"ne baskınlar düzenlendi, düzenlenmeye devam ediyor. Bu kadar baskında hiç bir belgeye bilgiye ulaşılamıyor da, şans eseri bir cami avlusunda mı bu belgelere ulaşılıyor?
Cami avlusuna bırakılan belgelerin "Fethullahçılara" ait olduğu da şüpheli tabii. Muhtemelen çantayı cami avlusuna bırakan şahıs "Bu çanta Fethullahçılar'a aittir. Şerefim ve namusum üzerine yemin ederim" şeklinde bir not da bırakmış olmalı. Yoksa tabii ki Elazığ'da bulunan ve bazı insanların tuttuğu notlardan Fethullah Gülen'in kendisinin veya sempatizanlarının suçlanması pek anlamlı değil. Emin olun aklı başında herhangi bir insan benzer bir çanta hazırlayarak DGM avlusunda bunu bulabilir ve "Gizli Nuh Mete Yüksel Örgütü"nü, yapılanmasını ortaya çıkarabilir de...
Bizim birbirimizi yok etme hastalığından kurtulup, uygarlaşmamız lazım. Biliyorum; bu kafa yapısına sahip bir nesille biraz zor. Ama bunu denemeli ve başarmalıyız. Bizim yapamadıklarımızı yapıyor, bizden daha ünlü, daha meşhur oluyor, bizden daha çok seviliyor, bizim görüşemediğimiz insanlarla görüşüyor diye herhangi birimizi suçlayıp, mahkum etmeye çalışmakla bir yere varamayız. Birbirimize yönelttiğimiz anlamsız suçlamalar, ancak milletimizin birbirine güvenini zedeler ve biz toplum olarak zayıf düşeriz.
Bakalım "yılın çantası" nı bulan Emniyet görevlilerine nasıl bir ödül verilecek... Bakalım bu dört ildeki Emniyet teşkilatının yapısı önümüzdeki günlerde nasıl değişip, şekillenecek. Bunu hep birlikte göreceğiz.
- tarihinde hazırlandı.