Sempozyum En Çok Kime Yaradı
Hamburg Sosyal, Aile, Sağlık ve Tüketicileri Koruma Senatörlüğünde çalışan Nikolaisen hukuk eğitimi almış bir bürokrat.
Programa davet edildikten sonra kendisine ayrıntılı bilgi ulaştırılmadığı için hayli tedirgin olan İmke Hanımefendinin senatörlükteki çalışma alanı uyum ve sivil toplum. Sempozyumunun programı hakkında biraz konuştuktan sonra, başta Türk velilerine ulaşma sorunu olmak üzere, yerel düzeyde yönetimle Türk dernekleri arasındaki ilişki üzerine fikir alışverişinde bulunduk. Konferansın sadece ilk gününü takip etmek için gelen Nikolaisen ile bir gün sonra 30'u aşkın ülkeden gelen yüzlerce katılımcı arasında kısa görüşmede söylediği, "Sempozyumu takip etmek için ikinci günkü terminlerimi iptal ettim." cümlesi sempozyumun hangi hedef kitle için faydalı olduğunu ortaya koyuyor: Yıllardır ya mesleki sebeplerden dolayı ya da konuya gönül verdiği için göç ve İslam konularında yaşanan sorunların çözümü için samimi gayret gösteren Almanlara! Almanya'da yetişen her göçmen bunlardan bir kaçını tanır. İmke Nikolaisen örneğinde olduğu gibi kimi bürokrattır bu kişilerin, kimi ise öğretmen, papaz veya her hangi bir kurumda çalışan sosyal pedagog veya binaya yeni taşınan Türk komşularının çocuklarının okul başarısı için çırpının bir Alman komşu. Beyaz Türklerin Müslümanlar hakkında anlattıklarının doğru olmadığını sezdiklerinden alana inmek ve Müslümanlarla tanışmak hatta beraber çalışmak isterler. Ancak ya dil bilen ya da derdini anlatacak muhatap bulamadıklarından zamanla umutsuz kendi köşelerine çekilirler.
Sosyal bir hareketin doğru anlaşılması hareketin içinde yer alan insanlar için son derece önemlidir. Potsdam konferansı Gönüllüler Hareketinin gazeteci Dr. Rainer Hermann örneğinin gösterdiği gibi Almanya'da, Prof. Dr. Thomas Michael örneğinin gösterdiği gibi ABD'de ve Prof. Dr. Leonid R. Sykiainen örneğinin gösterdiği gibi Rusya'da doğru anlaşıldığını gösterdi. Şu anda 100'den fazla ülkede eğitim başta olmak üzere farklı alanda çalışmaları bulunan Gönüllüler Hareketinin özellik bu üç ülkede – ABD, Almanya ve Rusya – doğru anlaşılması önemli ve önemli olduğu için de sevindirici.
Ancak gitgide küreselleşen bir hareketin doğru anlaşılması en az içinde yer alanlar için olduğu kadar yer almayanlar içi de önemli. Sebebine gelince; ister milli sınırlar içinde olan sorunlar olsun – uyum ve göç politikaları gibi - isterse çatışma ve açlık gibi küresel çaptaki sorunlar; bütün bu sorunların çözümü farklı dini, etnik ve kültürel topluluk ve devletlerin işbirliğini zorunlu kılıyor. Ancak somut netice verecek olan işbirliğinden önce oturup anlaşmaya, kısacası farklılıklara saygı duyan ortak bir dil ve kültüre ihtiyaç var. Müslüman olmayan katılımcıların Müslüman olan katılımcılardan daha fazla olduğu ve tebliğ sunanların sadece yedisinin Müslüman olduğu sempozyum bu ortak dil ve kültürün habercisi gibi geldi bana.
Her ne kadar Gönüllüler Hareketinin tarihi 50 yıla dayansa da batı ülkeleri için henüz yeni. Almanya'ya bakan yönüyle özel okulların açılması ile çoğunluk toplumunun ilgisini çekmeye başlayan hareketin, sempozyum sayesinde multiplikatör konumunda olan önemli bir çevre tarafından daha iyi anlaşıldığı söylenebilir. Ancak bunun devamı gelmesi gereken bir ilk adım olduğunu unutmamak gerekiyor. İkincisi Abant Berlin toplantısı olabilir.
- tarihinde hazırlandı.