Bu hizmet sıradanlarla başladı…

Kendimden bahsetmek güzel bir şey değil ama, bir şeyler anlatmak için bizzat kendimden başlamam gerekiyor. Sıradan bir köylü çocuğuyum, orta veya ortanın üstünde bir akıl ve zekâya sahip sayılırım, asla bir dâhi değilim. Köyden çıkarken hedefim bir dağ köyü olan Barağı köyüne imam olmaktı. İlk seneler okulda öğretmenlere soru sorarken zorlanır, bir başka sınıftan bir arkadaşı çağırmak için gidince dilim tutulur, konuşamaz kalırdım; sesim bir türlü çıkmazdı; çok utangaçtım. Artık hedefimiz büyümüştü; artık Kestanepazarı Kur’an Kursu’nda hoca olmaktan başka bir şey düşünmüyordum.

1971’in 12 Mart Muhtırası’nda bizi, kurs hocalığından zorla attılar. Zaten 163. maddeden dolayı bir sene mahkûmiyet başımıza gelince memuriyetten de atılmış oldum… Yapacak bir şeyim yoktu, hizmet etmek istiyordum, imkânım yoktu. Annemin ve teyzemin maddi destekleriyle bir şirkete ortak oldum. Ayda bir burs gibi oradan aldığımla yoluma devam ediyordum. O da iflas etti. Tam o sırada af çıktı, öğretmen oldum ve aylarca iflas eden şirketin borçlarını maaşımın bir kısmıyla ödemeye devam ettim. Bekâr olduğum için üstesinden gelebiliyordum.

Bunları niye anlatıyorum? Kendi yetersiz durumumu ifade ederek, gelinen nokta hakkında düşündürmek için söylüyorum.

1982’de İzmir’den Konya’ya gitmem ve orada İzmir’de olduğu gibi eğitim hizmetleri başlatmam istendi. Ama ben kendime baktım, “Ben bu işleri yapabilir miyim? Öyle bir kabiliyetim yok ki… Oturup bir şeyler okuyayım, sınıfta öğrencilere bir şey anlatayım, eh bunları az-çok becerebilirim Allah’ın izniyle… Ama inşaattan, ticaretten anlamam, hiç devlet dairelerine gidip vali, kaymakam, emniyet müdürü ve belediye başkanları gibi kimselere muhatap olmadım, insanlardan burs vs. adına bir şey isteyemem; sıkılgan bir insanım; fıtratım bunlara pek müsait değil…” Ama böyle uygun görülmüş; bu yapıma rağmen artık elimden geleni yapmaya çalışırım. Allah, kaldıramayacağım yüklerden mesul tutmuyor.” deyip kendimi ikna ettim. O sene, bir arkadaşım askere gidinceye kadar Konya’da kalması gerekiyordu. Öbür sene gidecektim… Fakat 1983’ün sonunda daha arkadaşın askere gitmesine aylar vardı, onun için bekliyordum. Tam 1983 güzü okullar açılırken bir rüya gördüm… O günlerde merhum Şerafeddin Kocaman Ağabey’le Sızıntı Dergisi’nin kuşe kâğıdı ihtiyacı için Dalaman ve İzmit SEKA’ya gidip geliyorduk. Sıkıntılı bir dönemdi. İşte rüyamda Şerafeddin Ağabey’le ikimiz öyle bir yerden dönüyoruz ve çok yorgunmuşuz, tam da öğlen sıcağı imiş, Hz. Mevlânâ’nın ‘Yeşil Türbe’sinin önünde bir ağacın gölgesine kendimizi atıp yattık. Birisi yanımıza gelip, “Sizi Mevlânâ Hazretleri çağırıyor!..” dedi. Kafamızı kaldırdık, geleceğiz ama görüyorsun, çok yorgunuz biraz dinlenip gelelim” dedik ve kafaları vurup yine yattık. Tam bu sırada Yeşil Türbe’den ismen Hz. Mevlânâ çağırdı. “Buyur!” deyip doğruldum. Sesim rüyanın dışına çıktı. Gerçekten yerimden fırlamışım.

Şaşırdım… Bir gün sonra arz ettim. Hemen gitmem söylendi. Hazırlıklara başladım. Ama öğretmenliği çok seviyordum, acaba İzmir’den naklen gidebilir miyim, diye Ankara’ya gittim. Başarılı olamadım. Yine Şerafeddin Ağabey ile Milli Eğitim’e, Din Eğitim Müdürlüğü’ne gittik. İlahiyattan çok sevdiği bir arkadaşı vardı. “Belki yardımcı olur” dedi. Gittik. Bizi soğuk karşıladı. Din bilgisi öğretmenlerinden bazılarını Almanya’ya üç aylarda ve Ramazan’da vaaz etsin diye gönderiyorlardı. Bir öğretmen arkadaş geldi. Müdür Bey, “Bak, gidiyorsun, sakın Nurcuların, Süleymancıların yerlerine, evlerine gitme, yemeklerini yeme, çaylarını içme, unutma üç kişiden biri devlettir. Sonra sen bilirsin!..” dedi. Öğretmen de, “Selamlarını da almayalım mı?” diye korku ile sordu. “Canım selamlarını alırsınız!..” dedi. Mânalı mânalı bu sözleri söyleyince “Ağabey hiçbir şey söylemeye gerek yok; arkadaşınız gerekli mesajı asıl bize verdi.” mealinde sözler söyleyip, oradan hızlıca ayrıldık…

Şartlarımız ve durumumuz bu idi… Bu iş işte böyle sıradanlarla ve engellerle başladı…

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.
Yükleniyor ...