Çay saati-1

İskandinav ülkelerindeki bu son gezimizde de daha önceleri olduğu gibi bazı yer isimleri dikkatimi çekti: Haakon Caddesi. Haakon yani Hakan. Höje kelimesi okunuş şekliyle Höye… Tepe mânasına geliyor. Höyük kelimemize benziyor. Asker kelimesi de öyle… Bestakâr kelimesi de… Amal (Omol) okunuyor ama mânası hedef demektir. Emel kelimesi gibi… Dingle, dingil gibi…

İsveç Kralı Demirbaş Şarl ile oralara giden sipahilerimizden kalma pek çok isim var. Selma ismi de bunlardan, Selma Lagerslof meşhur bir roman yazarıdır. Tabii benzetmeler de olabiliyor: “Bac kaplan”, yer ismi “Bak kaplan” gibi… Uddevalla (Oh de vallahi gibi… Tabii “Ölme valla” da var. nasıl Niagara için “Ne yaygara” denildiği gibi… Amazon için “Amma uzun” uydurması gibi… Avustralya’da kanguruların küçük boylu bir nevine wallabi ismi veriliyor. Yani “Vallahi âbi” der gibi…

Bir insanımız evlendiği İsveçli hanımın aynen bizim bacılar gibi bahçede tarlada hiç yüksünmeden çalıştığını görünce, araştırmaya başlıyor, köylerine kadar gidiyor sonra onun bizim sipahilerimizin torunlarından olduğunu tesbit ediyor. Böyle olaylar eksik değil.

Stockholm’de Türkiye Araştırmalar Enstitüsü açıldı. Açılışa Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül de katıldı. Bu bölümün açılması için önce arkadaşlarımız Stockholm Üniversitesi’nin Rektör Yardımcısı Astrid Hanımefendi’ye başvuruyorlar. Sebebini soran Rektör Yardımcısı’na Mustafa Bey, “Ben daha önce Rusya’da ve Kolombiya’da bulundum. Buradaki insanlarımıza bakıyorum, 40 senedir buralarda olmalarına rağmen bu ülkeyi ve sizleri bir türlü sevememişler. Sizler de bunu hiç umursamamışsınız. Halbuki bir Entegrasyon Bakanlığı’nız var. Buna çok ciddi önem vermeniz gerekirdi. Karşılıklı tanışma olmazsa olmaz.” diyor.

Bu görüşmeden sonra arada kopukluklar oluyor. Daha sonra Türkiye gezisi yapılıyor. İsveç-Türkiye İşadamları Derneği Başkanı İshak Alaton Bey ziyaret ediliyor. Bu Lüzumlu Adam onlara eğitim gönüllüsü adanmış ruhları anlatıyor. Bunun üzerine meseleye sahip çıkıyorlar. Önce “Türkiye Araştırmalar Merkezi” olarak düşünülen bu bölümün ismi “Türkiye Araştırmalar Enstitüsü” olarak değiştiriliyor.

Bir seferinde “Rektör ile hâlâ görüşemedik.” diyen arkadaşlarımıza Astrid Hanımefendi, “Artık Rektör ile görüşüyorsunuz. Çünkü ben şimdi rektör oldum.” diyor.

İskandinav ülkelerinde iyi şeyler ve sükûnet var ama asıl aranan huzur yok, yalnızlık var. “Ejderha Dövmeli Kız” filminin arka planında gerçek İsveç var mesela… O, yalnız bir kız… Çarenin bizim kültürümüzde olduğunda şüphe yok… Bilhassa Norveç halkı her şeye açık. Başka kültür ve anlayışlara anlayışla bakıyor. Türk yemeklerine davet edersiniz, hiç yadırgamazlar, tadarlar. Sonra severler… Bu toplumlara aslında vereceğimiz pek çok şey var. Paylaşma ruhu ile hareket edersek, Anadolu’nun gülen güzel yüzünü iyi tanıtabilirsek, çok büyük hayırlara vesile olabiliriz.

Mutfaklarından, bizim tertemiz ve tatlı pınar sularımız gibi sular akan bu ülke insanlarına, özümüzden ve kökümüzden gelen zengin kültürümüzden vereceğimiz güzellikler var. Zaten onlar bunu bekliyorlar.

Norveç’te “Irkçılığa Hayır Merkezi” isimli kuruluşun öncülüğünde ortaya çıkan projeye göre, yerliler, farklı kültürden olanların bilhassa Müslümanların evlerine çay içmeye davet ediliyor. Maksat tanışma, kaynaşma, dostluklar kurup yeni dünyalar tanıma…

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.