Devlet kuracaklarmış

1971’de Otuz Bir Mart’ta bir sohbet sırasında şikayet üzerine İzmir-Karşıyaka’da bir baskın oldu. Bizleri içeri aldılar. Arkadan sıkıyönetim ilan edildi. Hizmet’in önde gelenlerini içeri aldılar. Sonra bizi de sivil cezaevinden alıp hepimizi askerî hapishaneye koydular. Mahkemeye gelip giderken Savcı Nurettin Soyer’in aşırı solcu üsteğmen bir adamı vardı, hep bizim peşimizde gezer, haber toplayıp ona ulaştırırdı. Mahkemeye bir gelişimizde birisi Ahmet Feyzi ağabeyin bir pusulasını Bekir Berk ağabeye vermişti. Bunu fark eden üsteğmen, hemen bu bilgiyi yetiştirdi. Nurettin Soyer, üst araması yaparak bu pusulayı ele geçirdi. Ahmet Feyzi ağabey bir âyetin cifri hesabını yapmış ve 1971 tarihini istihraç etmişti. “İnşaallah bu musibetler, bu senenin tarihi olan 1971’de sona erer.” diyordu. Ama, Nurettin Soyer bunu deşifre edince, bunu Cumhuriyet Gazetesi “Nurcular 1971’de hükümet kuracaklarmış” diye manşete çekti.

Bu üsteğmen, sol bildiriler dağıtırken yakalanmış ve gözaltında tutulmuş bir aşırı olmasına rağmen 1986’da albay olarak Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne başkan olmuştu. Mustafa Birlik ağabey bunu öğrenince doğrudan Genelkurmay başkanına bir mektup yazarak bu işin tehlikesini anlatmıştı. Adres ve telefon verdiği için bizzat Genelkurmay’dan kendisi aranmıştı. O da, “Ben Nurculuk davasından yani 163. maddeden mahkemelere çıkmış bir vatandaşım. Bunun cezası en fazla yedi senedir. Ama yurtdışına çıkmam için engellerle karşılaştım. Bu adam ise anarşistlikten 141-142. maddelerden gözaltına alınmış birisi… Siz geniş imkânlarla daha fazla bilgi elde edebilirsiniz. Benim gibi köylü bir esnaf bu kadar bilirse, siz daha çoğunu bulabilir ve bilebilirsiniz.” diyor. Sonra onu, o makamdan önce Eskişehir’e tayin ediyorlar, sonra da emekli ediyorlar.

Mahkeme hâkimlerinden Necati Yağcı’nın namaz kılan birisi olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü,  hep “nemaz” diyordu. “Tam İlmihal, Saadet-i Ebediye” kitabında “namaz” yerine “nemaz” kelimesi kullanılır. Bir zamanlar merhum Hüseyin Hilmi Işık, askerî okullarda hocalık yapmıştı. Nurettin Soyer’in kız Kur’an kurslarına baskısından dolayı, münakaşa etmişler, ona “Ulan komünist taslağı, o masum çocuklardan ne istiyorsun?” demişti.

Mahkeme başkanlarından Kaya Alpkartal da Necati Yağcı gibi sağdandı. Hocaefendiler tahliye olunca, Nurettin Soyer, dosyayı Kaya Alpkartal’ın önüne çarparak atıp “Fethullah Hoca’yı da tahliye ettiniz!”  (Hatta hallettiniz) diyerek efelenen Nurettin Soyer’e,  Kaya Bey bir tokat vurmuştu. Bu yüzden 15 bin (veya 20 bin) lira para cezası ödemişti. Hatta mahkemeleri yapılırken Nurettin Soyer yanlış ifade kullanınca Kaya Bey “Ben solak değilim, vurursam tokadı sağ elimle vururum.” demişti. O sıralar bir meseleden dolayı Üsteğmen Aydın Teoman bir problem çıkarınca, Kaya Alpkartal “Bana bak, birkaç ay para biriktirir, arkadaşına attığım gibi bir tokat da sana atarım ha…” demişti…

Nurettin Soyer’in Seferihisar’da tatil köyü vardı. Nasıl aldığına dair pek çok dedikodu oldu. Ama safasını süremeden kanserden öldü…

Mustafa Birlik ağabey dedi ki: “Mahkeme, Nurettin Soyer’in el koyup topladığı, 32 parça eşyasına dair imha etme kararı aldı… O işlere bakan görevli ile görüşüp anlaştım. Bitpazarından 32 parça eski eşya aldım. Onları deniz kenarında yaktılar. Asıllarını bize verdiler.”

İşte böyle kara ve karanlık günlerden bu günlere geldik. Şu anda Mustafa Birlik ağabey de yok, Nurettin Soyer de… Hesap, büyük duruşmanın olacağı esas Yüce Divan’a kaldı. Mahşerde herkes hesabını verecek. Zâlimler de, mazlumlar da … Gaddarlar da mağdurlar da… Peki siz hangilerinin yerinde olmak istersiniz? Rahmetle mi anılmak istiyorsunuz, yoksa nefretle mi?

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/abdullah-aymaz/devlet-kuracaklarmis_2245583.html

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.