Diziye İnanamadık
Arkadaşımız Mehmet Altan, bu sene de 2012 Riyad Kitap Fuarı ile ilgili müşahedelerini gönderdiler.
Ben de sizlere aktaracağım: Bir Riyad Fuarı daha bitti. Artık bir Riyad klasiği haline gelen kitap fuarı, bu sene de bir rüya gibi geldi, geçti. On gün süren fuar yine arkasında unutamayacağımız çok güzel hatıralar bıraktı. Birkaç sene önce eski fuar alanı dar geliyor diye çok daha büyük olan yeni fuar alanına taşınmıştı. Ancak görünen o ki, birkaç sene sonra burası da dar gelecek. Bu sene fuar alanının araba parkına girerken anlıyorsunuz ki; içeride olağanüstü bir kalabalık var. Şimdiye kadar kitap fuarında böyle kalabalık görülmedi. Parkta yer bulamıyorsunuz. Bazı günler arabanızı çok uzaklara park etmek zorunda kalıyorsunuz.
Riyad Fuarı'nda bu sene herkes Kanuni'yi soruyor. Bunda dublajlanıp Arap dünyasına servis edilen dizi rol oynuyor. "Sizin ceddiniz, siz doğrusunu bilirsiniz. Biz filmde seyrettiğimize inanmadık, bir de doğru olarak kitaptan okuyalım dedik." diyorlar.Fuarda bir ilk de emniyet tedbirleri idi. Bu sene çok ciddi bir güvenlik kordonu vardı. Fuarın dışında ve içinde dikkat çekecek şekilde bir güvenlik tedbiri vardı. Bu da emniyet güçlerinin, kitap fuarına ve ziyaretçilerine önem verdiğinin ifadesiydi.
Bu sene yine fuarda Türkiye'den tek Türk standı vardı. Darunnil (Nil Yayınevi) olarak katılan yayınevimiz, Türk bayrağını taşıyan tek yayınevi idi. Birçok kişi Türkiye'den tek yayınevi olduğumuzu öğrenince hayretlerini gizleyemiyorlar, "Neden başkası yok ve iyi ki siz varsınız" diyorlar.
Bu sene yine en çok sorulan kitap türü tarih kitapları oldu. Her sene Abdülhamid veya sultanlar albümü sorulurken bu sene kadın- erkek herkes Kanuni'yi soruyor. Tabii ki bunda dublajlanıp Arap dünyasına servis edilen Kanuni'nin dizisi rol oynuyor. Neden hep Kanuni'nin kitabını aradıklarını sorduğumuzda ise; "Sizin ceddiniz, siz doğrusunu bilirsiniz, biz filmde seyrettiğimize inanamadık, bir de doğru olarak kitaptan okuyalım dedik." diye cevap veriyorlar.
Elimizdeki Hicaz demiryolu ve Osmanlı padişahları albümü yine yok satanlar listesindeydi. Biz bu fuarlarda şunu öğrendik; bir müşterimizin dediği gibi dünya kadar tarih kitabı da getirsek bu insanları tarih kitaplarına doyuramayacağız.
Fuarın bir güzelliği de bazen sessizce bir vezir yani bakan veya üst düzey bir yetkilinin yanında birkaç yaveriyle fuarı dolaşıp istediği kitapları satın almasıdır. Onları tanıyanlar görünce kibarca selam ve saygı gösterisinde bulunuyorlar. Biz de "Kim bu şahsiyet?" diye sorarak, öğrenmeye çalışıyoruz. Bu sene bu meyanda çok ilginç tablolar yaşadık. Bir gün kültür bakanının fuarı gezeceğini öğrendik. Bizim standın bulunduğu bölüm Arap olmayan ülkelerin bulunduğu bölüm olduğundan, bize uğrar diye beklemeye koyulduk. Ama süre çok uzadı, gelen yok giden yok. Biz de bakanı fuarın bir köşesinde bulup standımıza davet ettik. Bakan, "Düş önümüze, bizi standınıza götür" dedi. Ben önde, arkamda bir ordu insan, bizim standa doğru gidiyoruz. Standa yaklaşınca bir de ne göreyim, insan kalabalığından bizim standa girmek mümkün değil. Ben "Açılın bakan geliyor" deyince oradan biri, "Ne bakanı yahu" diye homurdandı ve pek bir hareket olmadı. Ama yine de bakan içeri girecek kadar bir açılma oldu. Ben telaştan içeride kim olduğunun farkına varamadım. Fakat bakan bey girer girmez içerideki zatla kucaklaştı ve bir müddet sohbet etti. Daha sonra öğrendik ki; içerideki zat kralın özel veziri imiş.
Mehmet Altan arkadaşımızın bu anlattıklarından anlıyoruz ki:
İslâm dünyasının bilhassa Suudi Arabistan'ın bu alâkası dikkate değer. İnşallah Hira Dergisi ile başlayan ve bu sene yine Hira ve Yeni Ümit dergilerinin Gaziantep'te tertipledikleri Sosyal Problemlere Efendimiz'in (sas) Sünnetinden Çözümler Sempozyumu ile taçlanacak gayretler tebcile değer. Allah'a hamd olsun.
- tarihinde hazırlandı.