Elest bezminin nağmeleri

1964’te Dinler Tarihi dersinde hocamız bizi İzmir Karataş’ta bir havraya götürmüştü, orada Tevrat’ın saba makamında okunduğuna şâhit olmuş ve hayret etmiştik...

Seneler sonra bunun sebebini öğrenmiştik. Çünkü İspanya’dan Osmanlı’nın kurtarıp getirdiği Musevîler önce Edirne’ye yerleştirilmiş… Tabiî uzun yolculuklar ve sürgünler dolayısı ile Havra’da okudukları ilahilerin notalarını unutmuşlar, karıştırmışlar. Hemen yakınlarında bulunan Mevlevîhane’nin ileri gelenleri bunlara yardımcı olmuş ve musiki ile icrâ edilecek bütün parçalarını Osmanlı makamları ile notalara döküvermişler. Yani böyle makamlarla okumaya Osmanlı Musevîlerinin dışındakilerde rastlamıyorsunuz…

Buradan, Mevlevîlerde musikinin fevkalâde geliştiğini, büyük musîkîşinaslarımızın onlardan çıktığını anlıyoruz. Meşru dairedeki musîkî icraatlarının ruha hoş geldiğini, hatta insan fıtratını incelttiğini, haşin-sert yönlerini törpülediğini söyleyebiliriz. Zannediyorum, Mevlevîhânelerden belli bir seviyede diğer tekke ve zaviyelere de tatlı ve güzel musîkî esintileri geçmiş olabilir…

M.Fethullah Gülen Hocaefendi, Itrî, Dede Efendi ve Şeyh Galip gibi Mevlevî musîkîşinasların eserlerinin aşılamayışında, güzellikleriyle klasikleşip kalışlarında, o zâtların riyazat ve zikirle ruhî ve manevî gönül kulakları Cennet’in kapılarının gıcırtılarını duyarak notalarını yazıp bir nevi ebedîleştirdiklerini; onun için lâhûtî ve derûnî nağmelerini ölümsüzleştirdiklerini; şimdi ise böyle gönül kulağına sahip kimselerin olmadığını söyledi… Hatta musikiye karşı olan bazı katı anlayışlara karşı, Mevlânâ Hazretleri’nin rolünü de şöyle ifade etti: “Hz. Mevlânâ kendi kredisiyle, ney vs. ile meşru musîkîyi kabul ettirdi… Ama Harakânî Hazretleri gibi bir büyüğümüz de “Semazen, semâ sırasında ayağını yere vurur vurmaz eğer kendisini arşta hissetmiyorsa semâ yapması câiz değildir.” diyor. Gerçi onun Kâbe ve hac konusunda da farklı sözleri vardır. Bu ifadelerden maksadının, şer’î makûliyete göre mahmili bulunup izah edilmesi gerekir. Bunlar büyük zâtlar, elbette kasdettiklerinin doğru bir mahmili ve mânası vardır; ona ircâ edilmelidir.”

Merhum Şefik Can; “Misak âyeti olan Araf Sûresi’nin, 172. âyetinde buyurulduğu üzere Cenab-ı Hak, ruhlara ‘Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?’ diye nida buyurdu. Bütün ruhlar, ‘Belâ (Evet, Rabb’imizsin)’ diye cevap verdiler. İşte bu kitabın mânevî hazzının hiçbir zaman yok olmadığını, bâkî kaldığını söyleyen Mevlânâ, bedenleşen ruh sahiplerinin dünyaya indirildikten sonra, ne zaman güzel bir ses işitseler, o Ezel Bezmindeki Yaradan ile buluşmada geçen konuşmanın lezzetini hatırladıklarını bildirir. Hakikatte mûsikîden zevk almanın sırrı da ezeldeki ilk vuslatta aranmalıdır.” diyor.

Hz. Mevlânâ, “Seni yücelere, yükseklere çeken her şeyi, yücelerden gelen ses olarak bil. Sana hırs veren ve nefsanî duygunu artıran sesi de insanı yaralayan kurt sesi bil.” diyor.

Bayram Ali Çetinkaya “Musîkî ve nağme tesiri, Mevlâ’nın gözünde, sâhibinin vasfıyla mukayyettir. Zira öyle sesler vardır ki, zerreleri oynatıp uçurur; dağ işitse bütün haşmetiyle kalkar, raksetmeye başlar.”

“Hâsılı, Mevlânâ Celâleddin, mûsikînin gül bahçesine açılmış bir pencere olduğuna inanmakta ve âşıkların gönül kulaklarının, hep bu pencerenin başında bulunduğunu söylemektedir. (Mevlânâ, Dîvân-ı Kebîr, IV, 407, b. 3927) Şu halde, Mevlânâ öğretisinde, güzel ses dinlemek âşıkların gıdasıdır. Zira güzel sesleri dinleyişte buluşma, kavuşma hayali vardır. Gönüldeki hayaller, güzel sesle gelişir, hattâ o hayâller, güzel ses yüzünden şekillere bürünür. Demek ki mûsikî, karakterimize, huyumuza göre bize tesir etmektedir. Hoş nağmeler, iyi karakterli, mânâya düşkün bir insanı, İlâhî âleme yükseltirken; bedene ait zevklere düşkün kişiyi de aynı nağmeler cismânî zevklere, nefsânî arzulara götürür.” diyor. Hz. Mevlânâ ve çırakları, bu hususlarda rehberlerimiz olmalıdırlar…

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/abdullah-aymaz/elest-bezminin-nagmeleri_2242430.html

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.