Eşrefpaşalı

İzmir'de bulunan Eşrefpaşa civarında yaşayan bir grup delikanlı ile seneler önce M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin vaazları münasebetiyle tanıştık.

Ama daha sonra "Eşrefpaşalı" tabiri Eşrefpaşa muhitinde yaşayan bu delikanlıları da aştı. Onların havasında ve tipinde olan pek çok delikanlıyı da kapsar oldu. Gerçekten onlar candan, samimi Anadolu insanlarıydı. Onlarla sohbetlerimiz olurdu. Malum dinî konuların ve sohbetlerin bir ağırlığı ve ciddiyeti olur ama onlar argo olmasına rağmen kendi samimi ifadeleriyle bir söz söyledikleri zaman bizim dikkatimizi çeker, hoşumuza giderdi. Sonradan İlhan ağabeyin hatıralarından öğrendiğime göre Eşrefpaşa muhitinin asıl kabadayıları -ki birisi de dayısı imiş - mahallede eğer birisi bir kadını, bir kızı rahatsız eder ve bir yanlışlık yaparsa bunlar onu alıp İzmir-Manisa arasında bulunan Sabuncu beline götürüp soyarlar ve öyle rezil bir şekilde geriye dönmesini sağlarlarmış. Bir daha kimse yanlışlık yapmayı uzun zaman aklından geçirememiş. Ama bizim tanıdıklarımız ise bu fıtrî cesaretlerini İslamiyet'in âdâbı ile güzelleştirmiş delikanlılardı. Aslında Hizmet'in eğitim ve diyalog neticeleriyle ilgilenen araştırmacıların, Eşrefpaşalılar üzerinde bir çalışma yapıp hizmetin bu noktada ortaya koyduğu güzelliği de akademik olarak kamuoyuna takdim etmeleri gerekir. Eşrefpaşalılar ile ilgili bazı yanlış kanaatleri düzeltmek için Eşrefpaşalı Münir Bey'in bana gönderdiği mektubu siz okuyucularımıza takdim ediyorum:

İnsan olsun, delikanlı olsun da nereli olursa olsun!.. Eşrefpaşa kabadayılığı demek, içi boş, ceketi omuzunda, sivri burun ayakkabılı, bakışıyla insanı korkutacağım edasıyla göstermelik kabadayılık değildir.

Eşrefpaşa kabadalığı, fedakârlıktır, saygı görmesi için çileyi en fazla çekendir, düşkün insanı korumaktır, çileye talip olmaktır. Kendi tarafından olmasa dahi işlenmiş bir suç varsa "ben yaptım" diyebilmektir.

Gerçek Eşrefpaşalı, yarım ekmeğini başkasıyla bölüşendir. Gecenin her saatinde sıkışan dostu tarafından kapısı çalınabilendir. Mahallenin, semtin memleketin namus bekçisi olandır. Hak karşısında, hiçbir şey için eğilip bükülmeyendir. Adil olandır, düşmüş kim olursa olsun istifade etmeyip kaldırıp yardım edendir. Böyle delikanlıya dört dörtlük denir.

O, âlemde etrafına toplananlara da "arkadaşlarım" der, "biz bir bütünün parçaları gibiyiz, üstünlük eksiklik yoktur aramızda. Sadece büyük olan Allah'tır." der. İşte bu hasletler kimde varsa ister Eşrefpaşalı olsun ister Adanalı, ister Kasımpaşalı, ister Karadenizli, ister Amerikalı... Kabadayıdır, Eşrefpaşalıdır, delikanlıdır. Hele bir de çağlayıp bulanıp durulup da kâmil olan Allah dostundan hakikatleri öğrenip kabadayılık tasmasını Allah yoluna bağışlamışsa işte o istenen, özlenen, arzu edilen Eşrefpaşlıdır. Yani "nefsini yenen kabadayıdır" sözüne uygun hareket etmek isteyendir. Bu bakış açısında biz Eşrefpaşlı gömleğini giyenler şahsım adına acaba bize düşen vazifeyi yapmış mıyız Allah adına, İslam adına, Hizmet adına. Bize Eşrefpaşalı arkadaşlar diyen Muhterem Zatı ve onun çilekeş dostlarına layık olup olmadığımızı hesap etmemiz gerektiğini düşünüyorum, belki bize giydirilen gömlek Türkiye'nin bir başka şehrindeki Eşrefpaşalı'ya benzer insanlara, bize verilen paye, saygınlık, tanınmışlık, geçiş üstünlüğü o insanlara verilseydi acaba bizden, -kendim adına- ben Eşrefpaşalı denenden daha layık mı olurdu diye bir iç muhasebe yapmamız, yapmam gerekir diyorum. Allah bizi önce büyüğümüzün sonra kardeşlerimizin, sonra insanların görmek istediği gibi yapsın. Amin!..

Eşrefpaşa'da kendini kurtarma mücadelesi veren bir Müslüman...

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.