Dindarlar yeniden hedef yapılıyor

Bügün Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Erhan Başyurt, son Milli Güvenlik Kurulu sonrasında yapılan açıklamanın yankılarını ve hükümetin Türkiye’deki cemaatlere açtığı savaşı dikkat çeken bir yazıyla köşesine taşıdı.

İşte Erhan Başyurt’un o yazısı:

Son Milli Güvenlik Kurulu (MGK) sonrası yapılan açıklamada yer alan “Milli güvenliğimizi tehdit eden, kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar” ifadesine ilişkin tartışmalar sürüyor.

Hükümetin bu ifadeleri “Kırmızı Kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne (MGSB) koyması halinde “tüm cemaat ve tarikatların” yeniden hedef yapılacağına dair kaygılar giderek güçleniyor.

Cemaat ve tarikatlar...

MGK’nın ardından Sabah Gazetesi’nin “özel istihbarat müdürü” Abdurrahman Şimşek’in TvNet’te yaptığı içeriden alındığı izlenimi veren şu açıklamaları bu konuda fikir verici:

“Ortak karar alındı… Ne Süleymancı’sı, ne Nakşi’si, ne Menzilci’si, ne İskenderpaşa’sı, ne İsmailağa Cemaati… Bütün gruplarla etkin şekilde mücadele edilecek…”

Sabah Gazetesi’nin “özel istihbarat muhabiri” Ömer Adıyaman da, Şimşek’i attığı tweet ile destekledi:

“Bütün cemaatlerle mücadele edilecek. Gülen Cemaati’ni tasfiye edip, onun yerine başka cemaatlere fırsat verilmeyecek. Hangi cemaat paralel olmaya çalışırsa yok edilecek…”

Hükümetin HSYK seçimlerinde işbirliği yaptığı İşçi Partisi’nin lideri Doğu Perinçek de Balıkesir İl Örgütü Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Toplumda tarikat ve cemaatlerin tasfiyesi için geniş bir toplumsal halk eğitimi aydınlanma seferberliği yapılacak” dedi.

‘Devlet benim’ anlayışı

Yakın zamana kadar hükümetin de mağduru olduğu gerekçesiyle halktan oy istediği 28 Şubat’a, hükümet eliyle geri dönülüyor.

Dindar kesimler bu kez askerlerin değil sivillerin talebi ile devlet gücünün hedefi haline getiriliyor.

Yakın zamana kadar dindarlara baskıları hafifletmek ile övünenler, şimdi “bütün cemaat ve tarikatları yok edip” bir siyasi akımın peşinde tek tipleştirme arayışına girmiş görünüyor.

Yaşananlar, AK Parti’nin 12 yılda halka hizmetten “devlet benim” noktasına geldiğini gösteriyor.

“Gücü koruma” arzusunun idarecilere nasıl baş döndürücü hatalar yaptırdığının da ibretlik belgeseli gibi…

Aşk, vefa ve fedakârlıkta Birleşen Gönüller…

Birleşen Gönüller filmini halen izlemeyen varsa, kaçırmamalarını öneririm.

Zulmün ayırdığı gönüllerin hayran bırakan vefası ile gurbete uzanan müthiş fedakârlık öyküsü birleştirilip çok etkili bir film ortaya çıkarılmış.

Sadece senaryo değil, tarihselliği yansıtan kostüm ve mekânlar da çok başarılı seçilmiş.

Son film teknolojisi ile çekilen savaş sahneleri, efektler Hollywood tadında.

Birleşen Gönüller, Türk Sineması adına çıtayı yükselten bir film…

Hande Soral, Serkan Şenalp, Atılgan Gümüş ve Yağmur Kaşifoğlu canlandırdıkları karakterlerde çok başarılılar.

Fikret Hakan, filmin sonuna adeta damga vuruyor.

Bugün bazı çevrelerin kapatmak için uğraştığı yurtdışındaki Türk okullarının, nasıl bir fedakârlık ve gayretin eseri olduklarını film çok güzel ortaya koyuyor.

Türk okullarının ve öğretmenlerinin bulundukları ülkelerde neden çok sevildiğini de anlaşılır kılıyor.

Film için tek eleştirim, çoğu yaşanmış hikâyeler de olsa, bu kadar trajik “aşk, vefa ve fedakârlık” öyküsünü aynı filmde buluşturmak fazla olmuş.

Umudu kaybetmemenin ve beklentisiz gayretin güzel neticeleri ile film son bulsa da seyircinin iç geçirerek ağladığını görebiliyorsunuz.

Filmi kaçırmayın ancak mendilsiz de izlemeyin!

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.