Hizmet Camiası’na adli soruşturma-4
Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı Hizmet Hareketi’ne yönelik hukuksuz, tutarsızlıklar dolu soruşturma ve bu soruşturmanın altında yatan asıl amaçlarla ilgili çarpıcı değerlendirmelerini köşesine taşıdı.
Gültekin Avcı’nın o yazısı:
Hizmet Camiası’na terör elbisesi dikmeye çalışan adli soruşturmanın hukuksuzluklarını saymaya devam edelim:
1- İllegal istihbarat ve fişleme faaliyetine hukuk elbisesi giydirilemez. Hiçbir illegal istihbarat takibiyle adli soruşturmaya esas teşkil eden bilgi, belge ve delil elde edilemez.
Nitekim bu tür “hukuken geçersiz” materyallerin adli soruşturma ve yargılamada kullanılması veya soruşturmaya esas teşkil etmesi mümkün değildir.
Savcı Serdar Coşkun’un Gülen hareketini hedef alan soruşturma emirleri, mevcut somut verilere değil, soruşturma yapabilmek için somut veri üretebilme gayesine yönelik çabalardır.
Savcı Coşkun’un emirlerinin önemli bir bölümü, Hizmet Camiası hakkında illegal istihbarat faaliyetini içermektedir.
Savcılar, gizli soruşturmacı (CMK 139) dışında istihbarat/fişleme emri veremez.
Nitekim “somut delile dayalı kuvvetli şüphe” olmadığı için gizli soruşturmacı tayini de mümkün değildir.
Hizmet Camiası’na yöneltilen adli soruşturma;
AİHS’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6,
Özel ve aile hayatına saygıyı düzenleyen 8,
Ayrımcılık yasağını düzenleyen 14,
Hakları kötüye kullanma yasağını düzenleyen 17. maddelerine aykırı olduğu gibi, savcının soruşturmaya nasıl başlaması gerektiğini öngören CMK 160’a da aykırıdır.
KÇG'yi kuranlar suç işlemiştir
Bu minvalde ayrıca söylemek gerekir ki:
Hükümetin Hizmet Camiası’na yönelik okul ve binaları mühürleme, dershane tabelalarını indirme, Başbakan’ın “Bunların dershanelerine gitmeyin, gazetelerini almayın…” talimatıyla yerleşen tacizlerin hepsi, AİHS 12 No’lu ek protokolün 1. maddesindeki ayrımcılığın genel olarak yasaklanması ilkesine aykırıdır.
Başbakan’ın bu tavır ve talimatları, Türkiye’yi tazminata mahkûm ettirecektir.
2- Gülen hareketini ve sevenlerini hedef alan ve EGM bünyesinde oluşturulan Kozmik Çalışma Grubu (KÇG), TCK 220 çerçevesinde, temel insan hak ve hürriyetlerine yönelik sistematik faaliyet yürüten bir suç örgütü kimliğindedir.
KÇG, adli makamların emir ve kontrolüyle değil, Başbakan ve İçişleri Bakanı’nın sevk ve idaresiyle çalışmaktadır.
Rejimi değiştiren ve halen Anayasa Mahkemesi’nde incelenmekte olan mevcut MİT Kanunu bile EGM bünyesinde KÇG gibi bir birim oluşturulmasına yetki vermiyor.
İllegal istihbarat ve fişleme faaliyeti yürüten KÇG, Ceza Hukuku açısından Batı Çalışma Grubu’yla aynı mahiyetteki suç faaliyetlerini yürütüyor.
Başta KÇG’nin kurulmasına ön ayak olan, talimat veren ve birlikte çalışan tüm iktidar ve kamu görevlileri, kendilerini hukuki ve cezai sorumluluk altına sokan suçlar işlemişlerdir.
KÇG, ceza hukukunda kuşkusuz organize bir suç örgütüdür.
Tekrar edelim ki fişleme faaliyeti suçtur, tazminat ve hapis cezası gerektirir.
Fişlemeyi görev edinmek için grup olarak bir araya gelmek ise, suç işlemek amacıyla örgüt kurmaktır.
3- Fethullah Gülen ve Hizmet Camiası DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından 2000 yılında düzenlenen iddianameyle “silahsız terör örgütü” kapsamına sokulmaya çalışılmıştır.
Şüphe ve delil mevcut değildir
Yapılan yargılamada Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı vermiş ve bu kararı Yargıtay 9. CD 2008’de oybirliğiyle onamıştır.
Yargıtay Başsavcılığı’nın itirazı üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na kadar giden dava, beraat kararının tasdikiyle sonuçlanmıştır.
Savcı Serdar Coşkun, Nuh Mete Yüksel’in kaldığı yerden devam etmek istemektedir.
Lakin elde mevcut terör eylemi, silah, mühimmat gibi somut delillere dayalı yeni deliller yoksa; Non bis in idem (aynı suçtan iki yargılama olmaz) ilkesi devreye girecektir.
AİHS’nin 7 No’lu Ek Protokolü’nün 4. maddesi bu hususu düzenlemiştir.
Savcı Coşkun’un elinde Hizmet Camiası aleyhine “suç örgütü-terör” teşkil edecek yeni bir somut olgulara dayalı kuvvetli şüphe ve delil mevcut değildir.
Zira emniyet birimlerine gönderdiği soruşturma emirlerinde “cemaat’in silahlı gücü olup olmadığı” hususunun araştırılmasını istemesi, elde Camia aleyhine mevcut bir terör delili olmadığını göstermektedir.
O halde aynı konuda hem de hukuk ve kanun dışı adli araştırma ve soruşturma yapılamaz.
- tarihinde hazırlandı.