Hizmet Camiası'na adli soruşturma-Sonuç

Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı Hizmet Hareketi’ne yönelik hukuksuz, tutarsızlıklar dolu soruşturma ve bu soruşturmanın altında yatan asıl amaçlarla ilgili çarpıcı değerlendirmelerini köşesine taşıdı.

Gültekin Avcı’nın o yazısı:

Kısa kısa not edelim:

1- Savcı Serdar Coşkun yazılı soruşturma emirlerindeki ifadelerine rağmen, “Gülen Grubu hakkında araştırma yapıyoruz. Fethullah Gülen şüpheli değil” gibi tuhaf bir beyanda bulunsa da:

UYAP’a ve soruşturma defterine kayıtlı soruşturma numarasıyla yapılan faaliyet, araştırma değil adli soruşturmadır.

Savcı devredeyse, adli soruşturma var demektir.

2- Elde somut delil/suç, bağlantısı/terör materyali olmadan, CMK’nın savcıya verdiği koruma tedbirlerine ilişkin görev ve yetki doğmamıştır.

3- Savcı ve polisin şu anda Hizmet Camiası’na yönelik yürüttüğü faaliyet, adli bir çalışma değil illegal siyasal ve istihbari bir kuşatma, yıldırma faaliyetidir.

Esasen soruşturulması ve yargılanması gereken organize suç faaliyeti budur.

4- Hukuksuz başlayan bu “araştırma-soruşturma” faaliyeti sonucu elde edilecek doneler, hukuken görev ve yetki dışı bir faaliyetin ürünü olarak baştan geçersiz konumdadır.

5- Hizmet Camiası tüzel kişiliği olan bir yapı değildir. Bu itibarla Ceza Kanunu anlamında “şüpheli” konumuna sokulamaz.

Varsa terör olayları, silah ve mühimmatlar ile yine varsa bunların faillerinin “Camia mensubu” oldukları somut delillere dayalı ortaya konulmadan, “Fethullah Gülen ve Cemaati” tabirleriyle Gülen ve Camia’ya yönelik hiçbir araştırma ve soruşturma yapılamaz.Dolayısıyla tüm sosyal bir camiayı kuşatan araştırma ve soruşturma emri vermek ve bu emri yerine getirmek, Anayasa ihlali olduğu gibi, Ceza Kanunları’nı da hiçe saymaktır.

6- Nitekim geçtiğimiz cumartesi günü Samanyoluhaber’de yayınlanan Derin Bakış programında muteber ceza hukukçuları da konuyu değerlendirdiler:

Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu: “Bana okuduğunuz bu savcı talimatları ancak bir hayal ürünü olabilir, bunu bir kamera şakası gibi düşünüyorum, bu savcı suç işliyor. Görevini kötüye kullanıyor. Derhal HSYK devreye girmeli ve bu savcı görevden uzaklaştırılmalı.”

Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel: “Hukuki değil siyasi bir soruşturmayla karşı karşıyayız. Hükümetle Camia arasındaki tartışmadan çıkan bir soruşturma. Bu zamana kadar camia terör örgütü değildi de şimdi mi oldu? Başbakan’ın isteği doğrultusunda hareket edecek savcılar görevlendiriliyor. Terör soruşturması böyle olmaz. Somut olay yok. Camia hakkında terör olgusu, bomba, silah duymadık. Duyan varsa söylesin."

Prof. Dr. Ersan Şen: “TCK. 312’de hükümeti yıkmaya teşebbüs suçunun unsurları olan cebir ve şiddet burada yok… Böyle bir soruşturma şekli yok. Bu bir sürek avı. Bir siyasal hesaplaşma…” Görüldüğü gibi her ceza hukukçusunun söyleyeceği şeyler de bu istikamettedir.

Hukukun da matematiği vardır.

Kişilere ve olaylara göre değişmeyen bir matematik formül ve değişmeyen evrensel normlardır bunlar.

7- Savcı Coşkun yazılı emirlerinde, Gülen ve Camia’nın 2003 yılından itibaren “devleti ele geçirmeye başladığını” söylüyor.Devleti ele geçirme tabiri hukuki bir tabir değildir. Ceza kanunlarımızda düzenlenen böyle bir suç yoktur.Kamuya giriş yeterlilik ve şartlarını yerine getiren her Türk vatandaşı devlette görev alabilir.

Önemli olan kamu görevlilerinin illegal faaliyetler içinde bulunup bulunmadığıdır.Savcı ise bu konuların araştırılmasını istiyor. Yani elinde suç işlendiğine dair delil yok.Ama silahlı örgüt soruşturması yapıyor.

8- Savcılık emrinde belirtilen “Camia’nın 2003’te devleti ele geçirmeye başladığı” ifadesinin dayandığı hiçbir somut delil yoktur.

Zira tüzel kişiliği olmayan bir fikir ve kültür hareketinde “mensup” belirlemek için ortada hukuki bir kriter de yoktur.

Eğer savcının bu ifadesi birtakım şikâyetçi ve tanık beyanlarına dayanıyorsa:

— Sadece tanık beyanlarıyla terör soruşturmasının yürümeyeceği…

— Bu müşteki ve tanıkların örgütsel bir suç faaliyetine rastladılarsa, şikâyet ve beyanda bulunmak için neden bunca yıl bekledikleri…

— Kişilerin Camia mensubiyetini hangi hukuki kritere göre tespit ettikleri gibi pek çok husus hukuken izah edilemeyecektir.

Sonuç olarak söyleyelim ki; bu soruşturma sürdükçe hükümet suç batağına daha fazla batacaktır.

Ve yakın bir gelecekte yolsuzluğun, hırsızlığın, iç ve dış terör örgütlerine devlet kaynaklarını akıtmanın, hukuk ve Anayasa’yı rafa kaldırmanın hesabı dramatik bir şekilde verilecektir.

Tarihin ve hayatın değişmez kanunu bu.

Tweet

Whatsapp