Kılıçdaroğlu “o” ifadeyi kullanırken iki kere düşünmeli
“Tek adam rejimine, FETÖ’ye karşı olduğumuz için yürüdük” dedi Kılıçdaroğlu, Yenikapı mitinginde.
Ankara’dan başlayarak İstanbul Yenikapı’da biten yürüyüşün finalinde yapılan bu mitingin adı da “Adalet”ti.
Şimdi buradan Sayın Kılıçdaroğlu’na sormak isterim.
Türkiye’de Hizmet Hareketi’nin ‘terör örgütü’ olduğuna dair adil bir yargılama süreci sonrasında verilmiş bir karar var mı?
Böyle bir karar olmadığı gibi Türkiye’de adil bir yargının da olmadığını, bütün kurumlar gibi yargının da Erdoğan’ın kontrolü altında olduğunu Sayın Kılıçdaroğlu da pekala biliyor.
Biliyor ama adı “Adalet” olan miting de, Erdoğan’ın ağzı ile F..Ö ifadesini nasıl kullanabiliyor Sayın Kılıçdaroğlu?
Sanırım Sayın Kılıçdaroğlu hala oyunun farkında değil.
Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ni şeytanlaştırıp daha sonra bütün muhalefeti aynı torbaya doldurmak istediğini göremiyor.
Bu mitingin gerekçesi olan CHP milletvekili Enis Berberoğlu “F..Ö” iddiası ile tutuklandığı gibi, başdanışmanı Doç. Dr. Fatih Gürsul, eski danışmanı ve gazeteci Murat Aksoy, Bolu İl Başkan Yardımcısı Turgut Ekici de yine aynı uydurma gerekçe ile tutuklanmıştı.
En son da yine Sayın Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarından akademisyen Koray Çalışkan da gözaltına alındı.
Sayın Kılıçdaroğlu bu çirkin ifadeyi kullanadursun bakalım CHP’den aynı çuvala daha kimler atılacak?
Bir gün sıra kendisine de gelirse inanın hiç şaşmam.
Bir süre önce bu sitede “Erdoğan’ın aparatı olmak yada olmamak” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Yazımda ‘F..Ö’ ifadesinin Erdoğan’ın dayatması olduğunu, Hizmet Hareketi’ni hiçbir şekilde terörle yan yana getirilemeyeceğini anlatmaya çalışmıştım.
Yazımın başlığına ise “Erdoğan’ın medya aparatı olmak yada olmamak işte bütün mesele” koymuştum.
Ortada adil bir yargı kararı olamadan, medyanın bu çirkin ifadeyi kullanması ancak Erdoğan’ın aparatı olmakla açıklanabilir.
Burada Sayın Kılıçdaroğlu’na bu çirkin ifadenin Erdoğan tarafından nasıl sahneye sürüldüğünü aşama aşama hatırlatmak istiyorum.
Her şey 2013 yılında Erdoğan’ın kendisine biat etmeyen Hizmet Hareketi’ne karşı ‘Sizi bir savcı iki polisle terör örgütü ilan ederim’ tehdidi ile başlamıştı.
2013’ten, ‘Fethullahçı Terör Örgütü’ ifadesine giden süreç içerisinde Erdoğan basamak olarak yeni kavramlar üretti. Bunlardan ilki ‘paralel yapıydı.’
Erdoğan’ın kontrolündeki MGK’da (2 Ocak 2015) alınan ‘tavsiye kararı’ Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ne gönderildi. ‘Paralel Devlet Yapılanması’ bir tehdit unsuru olarak resmen Kırmızı Kitap’ta yerini almış oldu.
Erdoğan’ın ürettiği ikinci kavram ise ‘legal görünümlü illegal yapı’ oldu.
Ama bu kavramlar Erdoğan’ı asla kesmiyor, tatmin etmiyordu. 2013’de ‘sizi bir savcı iki polisle terör örgütü ilan ederim’ sözü hala havada duruyordu. Terör örgütü diyemediği için de hareketin üzerine istediği gibi gidemiyordu.
Hizmet Gönüllülerinin evlerine silah koymayı, Öcalan’ın posterlerini asmayı denediyse de, “bunlar PKK ile aynı kategoride dediyse de olmadı.”
Erdoğan 1 Mayıs 2016 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İlim Yayma Cemiyeti’nin 65. Kuruluş Yıl Dönümü Tören’inde
“Dedik ki legal görünüm altında, illegal yapılanma içerisinde olanlar ki şimdi onu daha da değiştireceğiz. O da şu; illegal terör yapılanması veya illegal terör örgütü diyecek ve bu şekilde de üzerlerine gideceğiz”diyerek ilk adımını atmış oldu.
27 Mayıs 2016 Kırşehir Ahilik kutlamalarında ise Hizmet Hareketi’ni terör örgütü ilan etme konusunda yapacağı nihai hamleyi açıkladı.
“Dün yeni bir karar daha aldık, ‘Legal görünüm altındaki illegal terör örgütü’ dedik. ‘Fethulahçı Terör Örgütü’ olarak tavsiye kararı aldık Hükümete gönderdik ve Bakanlar kurulu kararını bekliyoruz. Bunların terör örgütü olarak tescilini gerçekleştireceğiz. Bunlar PYD, PKK neyle aynı kategoride yargılanacaklar.”
Hizmet Hareketi artık Erdoğan’ın emri ile ‘resmen’ terör örgütü ilan edilmişti.
Erdoğan hükümete gönderdiği bu “tavsiye kararını” diğer partilere de göndermiş olabilir mi?
Mesela CHP’ye, MHP’ye’, HDP’ye, BBP’ye?
CHP ile HDP için bunu diyemem. Ama pekala bu ifadeyi sorumsuzca kullanabiliyorlar.
Farkında olmadan Erdoğan’ın siyasetteki aparatı haline geliyorlar.
Yandaş medyanın haricindeki diğer medya mesela Doğan Grubu kendisini halife sanan ruh hastasına şirin gözükmek için bu ifadeyi ayıla bayıla kullanıyor olabilir.
Paçayı böylece kurtaracağını sanıyor onlar.
Kılıçdaroğlu gibi adı ahlaksızlığa, yolsuzluğa karışmamış, dürüst olarak bilinen bir siyasi liderin Erdoğan’ın dayattığı bu kavramı kullanırken daha hassas olması ve iki kere düşünmesi geremez mi?
Bu yazı, Erkam Tufan Aytav'ın web sitesi erkamtufan.com'dan alındıç
- tarihinde hazırlandı.