Gönüllüler Hareketi
Günümüz dünyasında ortalığı karıştırmak, yangın çıkarmak, fesat yuvaları oluşturmak, devletleri, milletleri birbirine düşürmek, ortalığı kana bulamak isteyen zihniyetler var. Bunlar şu âyetlere keşke bir kulak verebilseler, kimliklerini öğrenip kavrayabilseler: "Ey insanlar! Sizi bir tek kişiden yaratan ve ondan da eşini yaratıp o ikisinden birçok kadınlar ve erkekler türeten Rabb'inize karşı gelmekten sakının." (Nisa Sûresi–1) "Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkekle kadından yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız O'na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi bilmektedir, her şeyden haberdardır." (Hucurat–13)
Cenâb-ı Hakk (celle celâluhu) bu âyetlerde, bütün insanların tek anne-babadan türediğini buyurmaktadır. Bu açıdan, insana Allah'ın (celle celâluhu) muhteşem bir sanatı, varlıkların en mükemmeli ve mahlûkatın en eşreflisi nazarıyla bakılmalıdır. Bunun içindir ki, insanlar, kardeşçe yaşama ortamı hazırlamalı, aile ve toplumun huzur, güven ve emniyetinin teminatçısı olmalıdır.
Bunun gerçekleşmesi, evvelâ gönüllerde bu ruhun oluşmasıyla başlar. Çekirdeğin meyveye dönüşürken geçirdiği safhalar gibi, insanın da, insan-ı kâmil mertebesine ulaşması, dünyaya neden geldiğinin farkında olmasıyla, aslî vazifelerinin ne olduğunun şuuruna ermesiyle ve kendisi için talep ettiği şeyleri başkaları adına da istemesiyle mümkün olacaktır.
Hasbî ruhların ve gönüllüler hareketinin oluşturduğu eğitim yuvaları, sevgi okulları işte bu niyet ve gayretle çalışmaktadır. Sevgi kahramanları, muhabbet fedâileri ve ışık süvarileri, bugün dünyanın en çok muhtaç olduğu huzur, güven ve emniyetin umumî olarak tesisi için hiçbir karşılık beklemeden çaba sarf etmektedir.
Eğitim ve hayır işlerini maddî-mânevî omuzlayan her kesimden insan, bu şerefli vazifeyi büyük bir fedakârlıkla, ibadet neşvesi içinde gerçekleştirmektedir. Onlar, salgın hastalıkların, iç savaşların, terörist faaliyetlerin, fakirlik ve yoksulluğun ortalığı kasıp kavurduğu hiç tanımadıkları ülkelere anne-babalarını, güzel ülkelerini, rahat ve huzurlarını terk ederek hizmet için gitmekte; bu zahmetlere Allah'ın rızası, insanlığın dünya ve Âhiret mutluluğu için katlanmaktadır.
Bu hizmet, ülkemizi diğer devletlere tanıtma adına da çok ciddi vazifeler yapmaktadır. Ülkemiz ve insanımız aleyhinde karalama kampanyası yapanlar karşısında, asıl hüviyetimizi tanıtmakta, ülkemiz için de gönüllü elçilik rolü yaparak, hizmet sunmaktadır.
Dünyanın değişik yerlerinde, rengi, dili, dini, kültürü, gelenek ve görenekleri farklı ülkelerde faaliyet gösteren okullarda, bugüne kadar yüz kızartıcı bir suç görülmemiştir. Aksine, adanmış ruhlar güzel tavır ve ahlâklarıyla kabul görmüşlerdir. Bundandır ki, aileler, ciğerpare yavrularını bu okullara verme yarışına girmişlerdir.
Bugün dünyanın İslâmiyet'e, İslâm'ın da model insana, tavır ve davranışlarıyla güven, emniyet telkin eden insana ihtiyacı var. Dünyada külfetsiz nimet yok, böyle bir nesil gökten zembille inmedi. Bin bir zorluk ve sıkıntılarla yetişti ve yetişmektedir.
Bu fedakâr ve hasbî nesil, zaman zaman haksız yere zan altında tutulsa da, güçlerini ve vakarlı duruşlarını 'güzel ahlâkları'ndan alarak vazifelerine devam etmektedir.
Gün gelecek 'Türkçe' dünya dili olacak. İnsanlar bizim şiirlerimizi, hikâyelerimizi, romanlarımızı, hattâ tefsirlerimizi Türkçe okuyacaklar inşallah. Bu ne güzel bir netice, ne büyük bir lütuftur.
Dünyaya yayılan, gittikleri yerlerde okullar açan bu fedakâr ve kahraman nesiller, oralara menfaat, makam mevki için gitmediler; yeryüzünde insanca yaşama, Allah'ın (celle celâluhu) nimetlerini kardeşçe paylaşma, insanları sevgiyle bağırlarına basma niyetiyle gittiler. Her türlü sıkıntıya bunun için katlandılar ve katlanmaktadırlar.
Bu insanlara kimi inanır, saygı duyar; kimi onları sempatiyle karşılar, kimi de 'Onların kimseye zararı yok, aksine onlar çok faydalı işler yapıyorlar, ilişmeyin.' der. Böylece hizmetler karşısında iradelerini ortaya koyarlar.
Biz, bize düşeni yapalım, vesileleri, vasıtaları ve güzel neticeleri yaratacak olan Rabb'imizdir (celle celâluhu). Her şeye hükmedecek olan O'dur (celle celâluhu). O (celle celâluhu), murad buyurursa bütün kalblere hükmeder. Yeter ki bizler huzur, güven ve emniyeti temsil etmek suretiyle dünyada umumî barışı temin etmeye var gücümüzle gayret gösterelim.
Kaynak: http://sizinti.com.tr/konular/ayrinti/gonulluler-hareketi-aralik-2014.html
- tarihinde hazırlandı.