Haşim Kılıç'ı da dinlediler!
Yerel seçimlerden hemen sonra yaptığım yorumlarda, "Bunca yolsuzluk dosyası varken, Tayyip Erdoğan Çankaya'ya çıkmak istemez" diyordum. Zira cumhurbaşkanı olduğu takdirde, siyasete etkili bir biçimde müdahale edemeyecekti. Daha sonra, Erdoğan'ın söylemi, açık biçimde ibrenin cumhurbaşkanlığından yana çevrildiğini gösterdi. Ve nihayet, birkaç gün önce "Ters köşe olabilirsiniz" cümlesiyle sanki Çankaya ile arasına bir anda mesafe koydu. Karaman'daki konuşması ise, gerçekten ters köşeydi: "Bu cumhurbaşkanı adayına sahip çıkacağınıza inancım sonsuzdur. CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye gönül verenlerin sahip çıkacağı bir isim olacak" dedi.
Erdoğan cumhurbaşkanı olmayı çok arzu ediyor. Zaten istememesi için bir sebep de yok. Ama aklı parlamentoda kalıyor. Hele bir de fezlekeler TBMM'ye gelmişken, nasıl grubunu bırakıp Çankaya'ya çıkacak? Yerine koyacağı mutemet başbakan, aynı gayretle yolsuzlukların üstünü örtmeye çalışır mı? Bu bagajı sırtlar mı?
BDP'nin, CHP'nin ve MHP'nin üzerinde ittifak edebileceği isim kim olabilir? Belki de Erdoğan, bu partilerin tabanını kastederek, liderlerine rağmen kendisine oy verebileceklerini düşünüyor. "CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye gönül verenlerin sahip çıkacağı bir isim" derken, acaba gerçekten diğer partilerden oy alma hesabı mı yapıyor?
Kılıç'ı da dinlediler!!!
Haşim Kılıç'ın Anayasa Mahkemesi'nin 52'nci Kuruluş Yıldönümü'nde verdiği hukuk dersi, yürekleri ferahlattı; çaresizlerin umudu oldu. Tayyip Erdoğan, nasıl bir yorum yapacak diye merak ediliyordu ki, açıkladı: "Anayasa Mahkemesi'ni de dinlediler."
"Haşim Kılıç, kaset korkusuyla böyle konuştu" demek istiyor; bu suretle Kılıç'ın sözlerinin ağırlığını azaltmaya çabalıyor. Öte yandan Cemaat her yere eli kolu uzanan, Türkiye'yi sarıp sarmalayan korkunç bir ahtapot gibi bir kere daha takdim ediliyor.
Daha önce Erdoğan, "Cumhurbaşkanını da dinlediler" demişti. Sormazlar mı?.. "Nereden biliyorsunuz? Dinleme kayıtları elinizde mi? Elinizdeyse, neden sorumluları yakalamadınız? Böyle bir durum varit değilse, hangi maksatla bu havayı yaratıyorsunuz?"
Gül'ün tavrı
Taraf Gazetesi, "Gül mitinin hazin sonu" diye manşet attı. Abdullah Gül'e bağlanan umutlar var. Cumhurbaşkanının otoriterleşme adımlarını durdurması bekleniyor. Beklentiler boşa çıktığına göre, "umutlar vardı", "durdurması bekleniyordu" gibi geçmiş zaman kipini kullanmak galiba daha doğru olacak.
MİT yasasında da Gül, HSYK ve internet düzenlemeleri gibi, gene Anayasa Mahkemesi'nin yolunu gösteriyor. Oysa cumhurbaşkanının veto yetkisi, Anayasa'ya aykırı kanunları engellemesi için ona verildi. İlk denetim yeri Çankaya; sonra da Anayasa Mahkemesi.
MİT belgelerini yayınlayan gazetecilere asgari 3 yıl hapis cezası var; bu tamamen ifade özgürlüğüne aykırı. Ayrıca MİT'çiler, yasa dışı olaylara karışsalar bile, bırakınız soruşturma açılmasını savcının ya da polisin aleyhteki delilleri toplaması bile yasak. Buna mukabil MİT, kuralsız bir biçimde herkesi dinleyebilecek, hatta kara propaganda amacıyla bu kayıtları gizlice servis edebilecek ama savcının yasa dışı dinlemeler hakkında resen takibata geçmesi imkânı da kaldırılıyor.
Yıllarca birlikte siyaset yaptığı arkadaşlarını ve onlara destek olan AK Parti tabanını darıltmak istemiyor Gül. Bu yüzden MİT yasasına geçit verdi. Oysa sebeplerini açıkça izah ederek, gönlüne yatmayan bazı maddeleri yeniden görüşülmek üzere Meclis'e gönderebilirdi. Unutmayalım ki lider, kitlenin peşinden giden değil, kitleyi peşinden sürükleyendir. Bakalım bu ılıman ve uyumlu tavır, ileride Gül'e fayda sağlayacak mı?
Mahalle
Haşim Kılıç'ın hukukun üstünlüğünü vurgulayan ve antidemokratik gelişmelere karşı çıkan tavrı sebebiyle "eski mahallesini kaybettiği" ileri sürülüyor. Oysa sanırım, AK Parti eski mahallesinden başka yere taşındı. Evvelce Avrupa Birliği, bireysel özgürlükler, hak, hukuk deniliyordu. Ergenekon davasının savcısıydı Erdoğan. Cemaat'le kol kolaydı.
Şimdi ne oldu? Ergenekon'la kol kola girdi; Cemaat'e ateş püskürüyor; bireysel özgürlükleri hiçe sayıyor; Batı'yı takmadığı Twitter ve YouTube'u kapatmasından belli. Ne yargı bağımsızlığı ne memur teminatı ne de basın hürriyeti... Yola çıkarken saygı gösterdiği değerlerden hiçbiri kalmadı yanında. Bu durumda acaba mahalleden taşınan kim?
- tarihinde hazırlandı.