Devlet şeffaf olursa vatandaş da şeffaflaşır...
"Cemaat şeffaflaşsın" diyorlar ya, bu ne acayip bir söz!
Bu söz ile ifade edilen tavır Cemaat'i-Camia'yı bir tür terör örgütü gibi gösterme çabalarının sosyo psikolojik alt yapısını oluşturma gayretidir.
Cemaat hakkında bilinmeyen ne var da neyin şeffaflaşmasını istiyorlar?
Lideri, medyası, okulları, adamları, kurumları, destek verenleri, değirmenin buğdayı, unu, bulguru, suyu...
Belli olmayan, bilinmeyen, gizem içinde olan ne var?
Hakikaten açıkça soruyorum: Fethullah Gülen hakkında zihninizde eksik olan parça nedir?
Kendisini Fethullah Gülen kadar, kitaplarıyla, konuşmalarıyla, sohbetleriyle, makaleleriyle hatta şiirleriyle ve de gözyaşlarıyla ifade eden, ülkesi için onun kadar çalışan ve kitleleri harekete geçirebilen başka bir sivil toplum lideri tanıyor musunuz?
Öyle bir cemaat ki, faaliyetleri sadece Türkiye ile sınırlı değil. Bütün dünyada varlar ve bu da dünyanın gözü bu cemaatin üzerinde demektir.
Yani bu anlamda sadece Türkiye'nin MİT'i, emniyeti, hükümeti değil, hemen hemen dünyanın bütün hükümet ve bu hükümetlerin güvenlikle ilgili kuruluşlarının gözetimi altında bir cemaatten bahsediyoruz.
Daha nasıl bir şeffaflık arzusundasınız?
Alınlarına "cemaatçidir" diye bir damga mı vurmalılar?
Evlerinin kapılarına çarpı işareti mi koymalılar?
Veya Hitler'in Yahudiler'e yaptığı gibi kollarına "siyon yıldızlı bantlar" takarak mı insanların içine çıkmalılar?
Kitapları, radyoları, televizyonları yeterince şeffaf...
İnanmayanlar "Schindler'in listesi" ya da "Piyanist" filmini izlesinler.
Şeffaflığın işareti-parolası...
"Şeffaflaştırma" işi nasıl yapılıyor...
Peki bir sonraki aşama ne olacak?
Şeffaflaştırılan cemaatçileri toplama kamplarına, gettolara mı süreceksiniz?
Bakın bu dedikleriniz zaten yılardır yapıldı, yapılıyor bu ülkede.
MİT ve güvenlik güçleri bu insanları fişleyerek yeterince şeffaflaştıramıyorlar mı?
"Cemaatçi" diye, "dindar" diye binlerce insan ordudan atıldı, bürokraside terfi ettirilmedi, işinden, gücünden edildi.
Sadece kamuda değil, özel sektöre de nüfuz edilip benzeri ıstıraplar yaşatıldı bu insanlara.
Cemaatten sonra sıra kimlere gelecek? Bu ülkede kimliğini gizleme gereği hisseden Aleviler'e mi, Kürtler'e mi,
Süryaniler'e mi, Ermeniler'e mi?
Beyler bırakın bu saçma salak teklifleri.
Önce bu ülkeyi, herkesin düşüncelerini özgürce ifade edebileceği, kimsenin kimliğini saklamaya gerek duymayacağı bir barış adasına çevirin, ondan sonra konuşalım bunları.
Çocuk mu kandırıyorsunuz?
Samimi olarak kimin cemaatten olduğunu anlamak istiyorsanız yapacağınız çok basit bir gözlem var:
Çevrenizde dürüst, namuslu, işinde, gücünde vergisini veren, vicdanı gelişmiş, rüşvet almayan, kendisiyle, tabiatla ve Allah ile barışık birisini görürseniz, işte o kişi cemaattendir.
Bu gözlemle elde edeceğiniz sonuç sadece Gülen Hareketi'ni değil, diğer cemaatleri de, diğer etnik grupları da, dinsizleri de, insan gibi insan olan herkesi de kapsar.
Benim tanıdığım, bildiğim cemaatçiler öyleydi.
Hâlâ da öyleler. Zaten öyle olmadığı halde, öyle olduğunu iddia eden varsa o cemaatte barınamaz.
Barınıyorsa, cemaatte yanlış giden bir şeyler var demektir.
Yeterince fişlenmediler mi?
Ne o? Bu cemaat üyeleri "o Müslümanlar'a benzemiyor" mu yoksa?..
Gaza getiremiyor musunuz bu kitleleri? Sivas'ta, Maraş'ta provoke edip, katliam yaptırttığınız kalabalıklara benzemiyorlar değil mi?
Yoksa bu insanlar kitap-gazete okuyor, düşünüyor, yazıyor, eleştiriyor, dünyayı keşfediyor, internette dolaşıyor, uluslararası seyahat ediyor, yabancı kültürlerle kaynaşıyor, her kültüre hoşgörü ve diyalog amacıyla yaklaşıyor, kimseye zenci muamelesi yapmıyor diye üzülüyor musunuz?
Herkesin kendiniz gibi düşünme paranoyasını bırakın.
Bu ülkenin sorunları vatandaşlarının değil, devletin bizatihi kendisinin şeffaf olmamasından kaynaklanıyor.
Faşistlikten, ırkçılıktan çok çekti bu ülke. Bırakın da kardeşçe, özgürce yaşayalım.
- tarihinde hazırlandı.