Haşhaşı fazla kaçıran Avrupalılar

17 Aralık’ta başlar başlamaz iktidarca boğulan yolsuzluk operasyonunun hemen ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hizmet’i suçlayarak, ‘çok saf’ olduklarını ‘itiraf’ etti. 12 yıllık iktidarın ‘çok safmışız’ sloganı partinin ileri gelenlerince o kadar fazla tekrar edildi ki, AK Parti’nin adının SAF Parti’ye çevrilmesi yönünde müstehzi teklifler gündeme geldi. İktidar, ‘darbeye’ maruz kaldığını, ihanete uğradığını ve bünyeyi saran uru yolsuzluk operasyonu sabahına kadar keşfedememesini ‘çok saf’ olmasına bağlıyordu.

‘Çok saf’ olduğunu ispatlama mücadelesine giren iktidar, işi Seymour Hersh ve Robert Fisk gibi muteber gazetecilerin, Anayasa Mahkemesi’nin ve hatta AB’nin bile paralel olabileceğini ima eden noktalara kadar taşıdı.

21 Ocak’ta bizzat Başbakan sonrasında birçok bakanı Brüksel’i ziyaret edip Avrupa Birliği’ni ‘paralel yapıya’ ikna etmek için çalmadık kapı, anlatılmadık hikâye bırakmadı. 17 Aralık’tan bu yana hâlâ tek bir Avrupalı yetkili, paralel tezine ikna olduğunu ibra eden bir kelime etmiş değil. ‘Paralel varsa üzerine hukuk içinde gidilsin’ diyor Avrupalılar.

Paralel tezinin Brüksel ve Avrupa’da pek tutmadığını gören iktidar, bu defa ‘paralelleri’ işaret etmeye başladı. Erdoğan’ın geçen haftaki konuşmalarına inanacak olursak Türkiye’yi ‘hemen hiç tanımayan’ ve ‘hep aynı kaynaklardan’ beslenen Avrupalılar bulunup konuşturuluyor, ülke karalanıyor ve hain haşhaşilerle fazla haşır neşir olan bu zatlar, haşhaşı fazla kaçırıp kara propagandaya alet oluyor.

Erdoğan’ın bu iddialarına en güzel cevabı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Danimarka ziyareti sırasında vermişti: ‘10 yıldır bizi övmüş, yaptığımız işleri göklere çıkarmış, takdir etmiş çevreler şimdi bizi eleştiriyorsa niçin şimdi konu ediliyor. Bu tür söylemler üçüncü dünya ülkelerine yakışacak türden söylemlerdir.’ Gül, isim vermeden Erdoğan’ın yaklaşımının ‘komplo teorilerinden’ başka bir şey olmadığının altını da çizmişti.  

Avrupalılar kara propaganda ile bu kadar kolay kontrol altına alınabiliyorsa iktidar bu ‘tezvirata’ ak propaganda ile mukabele etsin. Devleti temellük eden iktidarın sınırsız imkânları var, ‘paraleller vizeleri engelliyor’ derekesine de düşmezler herhalde.

Türkiye’yi fazla tanımayan Avrupalılar meselesine gelince; geçen haftalarda Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’yi 1990’lı yıllardan bu yana takip eden çok tecrübeli iki üyesiyle mülakat yaptık. Sosyalist Grup’un lideri Hannes Swoboda, Avrupa Parlamentosu’nun eski Türkiye raportörlerinden. Kızıl Dany lakaplı Yeşiller Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit de 1990’ların sonunda Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanlığı yapmış bir siyasetçi.

Swoboda, geçtiğimiz günlerde kardeş partisi CHP ile kavgayı göze alarak 12 Eylül 2010’daki referandumu desteklediğini, 17 Aralık’tan sonra AK Parti’nin referandum paketinin en mühim kalemi olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu değiştirmesi üzerine kendisini iktidarca ‘aldatılmış’ hissettiğini açıkladı.

Kemalist oligarşik ve darbeci kliğe karşı yıllarca Erdoğan’ı desteklemiş Cohn-Bendit ise daha ağır konuştu. Türkiye için yeni bir demokratik kriter ürettiğini ve Erdoğan tarafından hain ilan edilmeyen hiç kimseyi artık demokrat olarak görmediğini söyledi. Şu sözler Cohn-Bendit’e ait: Erdoğan’ı hep destekledik. Yıllardır insanlar bana gelip, Erdoğan’ın gizli İslamî gündemi olduğunu ya da iktidarını tahkim ettiğini anlatıp durdu. Bunlara inanmadım. Hep müdafaa ettim. Şimdi itiraf etmeliyim ki, 3-4 sene önce yapması imkânsız dediğimiz şeyleri bugün icraata koyuyor.’ 68’in öğrenci lideri, siyaseti bıraktığı bugünlerde kendisini en çok üzen olayın Erdoğan’ın Türkiye’yi AB’den uzaklaştırması olduğunu söylüyor.

Darbeci generallere karşı mücadele eden, reformcu, Kürtlerin hakkını savunan, pusulası Avrupa standartlarında temel hak ve hürriyetler olan Erdoğan’ı ayakta alkışlayan bu Avrupalı siyasetçilere karşı Başbakan’ın iki seçeneği var. Ya Gül çizgisini benimseyecek ya da ‘haşhaşı fazla kaçırmış Avrupalılar’ yaftasını yapıştırıp yoluna devam edecek. Maalesef cevabı hepimiz biliyoruz sanki.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.