Delikanlı
Delikanlı deyince biz; tepeden tırnağa, alabildiğince genç, dinç, gözü pek ve inançla gerilmiş yiğitleri hatırlarız. Yiğitlik semasının yıldızları Ali’ler, Hamza’lar, Alparslan’lar, Fatih’ler ve Ulubatlı Hasan’lar gelir aklımıza. Cesur yüreklidir delikanlı. Elinde kılıcıyla karşısına dikilip “Seni benim elimden kim kurtaracak?” küstahlığına hiç tereddüt etmeden “Allaaaah” diye haykırarak cevap veren Nebevî şecaatten nasiplenmiştir, zira… “Hakiki imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir” teslimiyeti nakış nakış işlenmiştir sinesine. “Çıktık dikenli yollara, söz verdik Allah’a, geriye dönmeyeceğiz” kararlılığı mayalamıştır yüreğini.
Bu manadaki delikanlılık tasavvufun da konusudur. Fütüvvet denir ona ve has manasıyla Allah’tan başka ilâh tanımamak, O’ndan (cc) başka hiçbir şeyin önünde eğilmemektir. Dînî duygu, dînî düşünce ve dînî hayat için her türlü fedakârlığa katlanmaktır. Batıl inanç, batıl anlayış ve batıl davranışlara karşı başkaldırmaktır. Hakiki delikanlılık, her zaman Hakk’la sımsıkı irtibatta bulunmak ve hep O’nu haykırmaktır.
Nefsanî arzularını gemleyip iradesinin hakkını veren adamdır delikanlı… Her gün birkaç defa kendi kendini hesaba çekerek davranışlarını kontrol altına alabilen kahramandır… Hakk’ın yılmaz müdafiidir ve haksızın da haksızlığın da hep karşısındadır. Böyle bir yiğit, yaşadığı toplumun kılcallarına bile hayat veren temiz kan gibidir.
Delikanlının çehresi mütebessimdir ama dimağında, dalga dalga ızdırap vardır. Ruhunda ümit ve hüzün esintileri ardı ardınadır. Onu hasetler, kinler, nefretler, zulümler ve adavetler katiyen korkutup sindiremez. Delikanlı, vifak ve ittifakı ilahi inayetin en büyük vesilesi bilir. Yürekler toplu çarptıktan sonra, Allah’ın inayetiyle her şeyin üstesinden gelineceğine ve her zorluğun aşılacağına inanır.
Delikanlı, mukaddes düşünceler uğruna en korkunç ateşlerin içine atılmaya razıdır. O, ne pahasına olursa olsun başlattığı işi sona erdirmek, Allah’a ve millete verdiği sözü yerine getirmek konusunda kararlıdır. Bu çetinlerden çetin yolda yürürken de, Allah’tan gayrı kimsenin alâkasına, takdirine, beğenisine aldırış etmez. “Aferinlere” eyvallahı olmadığı gibi her köşe başında yolunu kesip tehdit eden tehlikelerden de hiç çekinmez. Beklentisizdir delikanlı; alkışları duymaz, yıkıcı tenkitlere kulak asmaz ve bir ömür boyu tıpkı küheylanlar gibi koşmaya devam eder.
Delikanlı adamın en büyük düşmanı nefsidir. Bu yüzden o, nefsine karşı çok disiplinli ve serttir. Arkadaşlarına ise olabildiğince yumuşak, anlayışlı ve müsamahalı davranır. Günlük dedikoduyla işi yoktur delikanlının. Hedefleri, gayeleri ulvîdir çünkü. Dedikodu etmediği gibi kulağına gelen dedikoduları da umursamaz. Her şeyi, sadece Allah bilsin, Allah görsün ve Allah duysun diye yaptığından sessiz ve gösterişsizdir.
Delikanlı, içinde yaşadığı toplumun çocuğudur. Onlarla bütünleşmiştir. Hayat şartları, evi, barkı ve bütün standartları ortalamanın üzerinde değildir. Gayesi yaşamak değil, yaşatmak olduğundan dünyaya ve içindekilere asla bel bağlamaz. Aynı zamanda o, fevkalade sabırlı ve azimlidir. Dünyanın her türlü zinet ve debdebesi karşısında yol yön değiştirmeyecek kadar da inançlı ve iradelidir.
Delikanlının kitabında iffet, emanet, cömertlik, vefâ, şefkat, ilim, tevâzu ve takvâ en önemli satırbaşlarıdır. Delikanlılık aynı zamanda her türlü fenalığa ve zorbalığa başkaldırmanın sembolüdür. “Ashab-ı Kehf” bu mananın ete kemiğe bürünmüş yiğitleridir. Kur’an onları şöyle anlatır: “Gerçekten onlar Rabbilerine inanmış yiğitlerdir; biz de onların hidayetlerini artırdık ve kalblerini imanî irtibatla metânetleştirdik; metânetleştirdik de o zaman başkaldırıp: ‘Bizim Rabb’imiz bütün semâvat ve arzın da Rabb’idir.’ dediler. ‘Biz asla O’ndan başkasına ilâh diyemeyiz. Dersek, o zaman hadden efzun bir yalan söylemiş oluruz.” (Kehf/13-14)
Delikanlı, “Mâbûd-u bi’l-hakk”a yönelmeye mâni, görünen ve görünmeyen bütün putları kırıp, her çeşit bâtıla karşı kıyam eden adamdır. “Putları diline dolayan, İbrahim dedikleri bir yiğit işittik.” (Enbiya/60) ayeti de başka bir fütüvvet örneği ortaya koyar anlayan gönüllere.
“Ali gibi yiğit, Zülfikâr gibi de kılıç bulunmaz.” iltifatına mazhar olan Damad-ı Nebî Haydar-ı Kerrâr da, muharebede yere yıktığı düşmanını affetmesinden, bir kış günü yazlık elbise içinde tir tir titremesine kadar her hâliyle fütüvvetin temsilcisi kahraman bir yiğitti.
Delikanlı, fakiri hor görmez, zenginin de ağına düşmez.. Delikanlı herkese karşı insaflıdır ama kimseden insaf dilenmez.. Delikanlı, nefsi adına her türlü kötülüğü sineye çeker, çeker de Allah’a ait haklar söz konusu olunca arslanlar gibi kükrer.. Delikanlı adam bencilliğe girmez ve asla kendini beğenmez. O, başkalarına velâyet mertebelerinde yer ararken, kendisine sıradan kulluğu bile fazla görür..
İşte ben böyle sayısız yiğitler, delikanlılar tanıdım. Fütüvvetin temsilcisi cesur yürekler onlar… Ekrem abi mesela, onunla yaklaşık on senedir gazetede çalışıyoruz. Yukarıda saymaya çalıştığım vasıfların pek çoğuna sahip bir yiğittir. Bir tek yazısını bile abdestsiz yazmadığını biliyorum. Maneviyatı çok güçlü, ibadetine hassas, namazını namus bilen samimi bir mü’mindir. Dünyaya ve dünyalıklara göz ucuyla bile meyline şahit olmadım. Ama davasıyla, hizmetiyle alakalı meselelerde gözünü kırpmadan en önde koşar. Yalanı, dolanı, hilesi hurdası yoktur Ekrem abinin. İçi dışı birdir. Yüreklidir, merttir. Hâsılı adam gibi adamdır. Cesur yürek tabirinin içini hakkıyla dolduran bir delikanlıdır.
Hidayet abiyi de üniversite yıllarımdan tanırım. İzmir’de Zaman temsilcisi olduğu dönemlerden bilirim. Dertli, ızdıraplı ve hizmet delisi bir adamdır. Gece gündüz hizmetin olduğu her yere ve her işe dur durak bilmeden koşar. Gecelerini iyi değerlendirdiğini, ibadete hassasiyetini, teheccüdlerini hiç aksatmadığını en yakınındakilerin şehadetiyle dinlemiştim. Hasbidir, samimidir, adanmış bir yürektir Hidayet abi.
Ve bu iki cesur yürek, duruşlarıyla, kararlılıklarıyla ve metanetleriyle delikanlılığın kitabına yeni satırlar ekliyorlar. Bizler de onlara dualarımızla, hacetlerimizle, Fetih’ler, cevşenler, kırık dilekçeler ve tefriciyelerle destek olacağız. Dualarımız onlarla…
Kaynak: http://www.zaman.com.tr/suleyman-sargin/delikanli_2265051.html
- tarihinde hazırlandı.