Tek tek çürütelim...
Laf bana ait değil. Erkam Tufan Aytav, Twitter'da yazdı.
Bediüzzaman örneği de boşuna değil. Başbakan'ın danışmanları ve yakın yazarlar, son günlerde Risale-i Nur'dan alıntılarla Cemaat'e ayar veriyor, adeta tereciye tere satıyor.
Bilinmeli ki, Said Nursi hayatı boyunca takibat altındaydı, Adnan Menderes dahil tüm cumhuriyet hükümetlerinin gadrine uğradı.
Sadece bu değil, iktidar çevrelerinde "Müslüman Müslüman'a böyle yapar mı" gibi bir güruh da peyda oldu, içlerinde vekiller de var.
Dünyanın her yerinde "yolsuzluk ve rüşvet" suçtur ve sonuna kadar gidilir, tüyü bitmemiş yetimin hakkının hesabı sorulur. Hiçbir ideoloji ve peygamber inmiş dinde de yeri yoktur, o ayrı...
Ama... Ancak... Lakin...
İktidara yakın yazarlar, "Yolsuzluk yapanın eli kırılsın. Kimin yolsuzluğu varsa gitsin hesabını versin. Ama" deyip yolsuzluğu, açık delilli iddiaları uzun atlayıp bir türlü kanıtlayamadıkları "örgüt"e lanet okuyorlar. Hemen hepsi böyle...
Gazeteleri de, sayfa sayfa "Hükümete Operasyon", "Hedef Halkbank" gibi analizler yayımlıyor. Soruşturmadan tek satır bilgi vermiyor.
"Operasyon gizli" demesinler, geçmişte yayımladıkları yığınla "gizli dosya" orada duruyor.
Sevk ve idare...
Bir laf var, çok kullanıyorlar: "Psikolojik Harekât."
Halbuki bunun âlâsını yapıyorlar. Tek merkezden bilgi notları ile kendi medyalarını ve yazarlarını bilgilendirip, aynı kelimelerle konuşmalarını temin ediyorlar. Gazeteler benzer başlıklarla çıkıyor, bakıyorsunuz akşam Hükümet Sözcüsü de aynı minvalde konuşuyor.
Biri "cunta" diye işaret fişeğini ateşliyor, diğerleri peşine diziliyor. Öbürü "Hizmet ayrı, örgüt ayrı" diye yazıyor, topu alan vekil yorumcu akşamında kendi kanalında benzer bir analiz patlatıyor.
"Ortada kalmış" yazarları tek tek arayıp kendilerine çekmeye çalışıyorlar. Hatta yüksek maaş önerileriyle belli isimleri belli yerlerden kopartıp "bölünmelere" yol açmaya çalışıyorlar.
Tam saha pres...
Twitter timleri, uydurma hesaplardan uydurma "soruşturma fotoları" yayıyor, bir başka tim de bunları kolajlayıp "delillerin sahte olduğu" şayiası çıkartıyor.
Akla zarar bir şey var ki, değinmeden olmaz. Aynı yazar kadrosu "Amaç Erdoğan'sız AK Parti" tezini işleyip duruyor. Halbuki "3 dönem kuralı"nı Başbakan'ın kendisi koydu. Tüm ısrarlara rağmen de değiştirmedi. Bir buçuk sene sonra başbakanlığı bitiyor. Kesin kanaat getirdim ki bunların maksadı, "Zor dönemden geçiyoruz deyip 3 dönem kuralını rafa kaldırtmak."
Yayın yasağı...
Polisleri görevden alan, savcıları kontrol altında tutan yapı, medyayı boş bırakır mı?
Elinden gelse, hepsini alacak ama alamadığı için devreye yasaklar sokuluyor.
RTÜK'e, TİB'e, BTK'ya yazdırılan talimatlarla medya susturulmaya çalışılıyor.
Her an, ceza yağmuru ve kapatmalar başlayabilir. Kokusu çıktı, kendi de yoldadır.
- tarihinde hazırlandı.