Bir oluktan hakikat, diğerinden nefret
Ne güzel söylemiş Üstad Necip Fazıl... “Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir / Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir…”
Hızla akan zaman, her şeyi gözler önüne sermeye devam ediyor. Tarihteki en uzun ‘algı operasyonu’, peş peşe gelen seçimler dolayısıyla sürdürülüyor. Bıkmadan usanmadan pazarlanan ‘mağduriyet’ yalanları ile de halkın duyguları sömürülmeye devam ediyor...
Oluklar meselesine gelince de...
Evet, oluklar çift ve aralarındaki fark da belirgin.
Olukların birinden hakikatler akıyor. Gizlenmeye, susturulmaya çalışılan gerçekler akıyor. Diğerinden ise nefret parantezi içerisinde zulüm, yalan, küfür, hakaret, aşağılama, ötekileştirme...
Sadece bir cemaat ya da camiaya has değil bu oluk. Vicdanı ölmemiş olanlar, hakikatlerin aktığı olukta buluşurken; menfaatle yemlenerek kin ve nefretini büyütenlerse nefret oluğunda bir araya geliyor.
Toplumun bıktığı bu kutuplaşma ve ayrışma, ‘lider ülke’ olma sloganıyla kırsalda pazarlanmaya devam ederken uluslararası toplum tarafından dışlanan bir ülke hâline gelmemiz de cabası...
Büyük fotoğrafa bakacak olursak...
Olukların böyle kaderdenk bir zamanda ayrışmasına ‘nimet’ nazarıyla bakmalı.
Zulme uğrayanlar için üzülsek de genel itibariyle acıtmıyor yapılanlar. Kin ve nefret yüklü gemiden indiğimiz ya da indirilmiş olduğumuz için de sabah akşam şükretsek az gelir.
Sadece birkaç haftalık son döneme bakarak bile anlayabiliriz gemiden indiğimiz için şükretmemiz gerektiğini.
Hele bir de inmeseydik...
İkinci ev denilen ülkede verilen fotoğrafları sindirecek miydik?
Almanya’da düzenlenen mitingde seslendirilen Avrupa Birliği karşıtı söylemleri kabullenecek miydik?
Musul’da alıkonan bürokratların kurtarılmamasını vicdanımıza kabul ettirebilecek miydik?
IŞİD militanlarınca Irak’ta alıkonan işçi ve şoförlerin, Cumhurbaşkanlığı seçimi için sürdürülen algı operasyonuna feda edilip unutturulmasını fark edebilecek miydik?
Avusturya’nın başkenti Viyana’daki bir buz pateni pistinde düzenlenebilen miting ile bile ‘diz çöktürdük’ mesajı vermeye çalışanlara destek verecek miydik?
Anadolu insanının emeğiyle düzenlenen ve Türkiye’nin en büyük uluslararası organizasyonu olan Türkçe Olimpiyatları’na salon ya da stadyum verilmemesi zorbalığını hoş mu görecektik?
Bunların hiçbirini sindirmek zorunda bırakmadığı için Allah’a binlerce kez hamd etmemiz gerek.
Gemiden indirildiğimize sevinmemiz gerek.
Kin ve nefret akıtan olukta olmadığımız için şükretmemiz gerek...
Kaynak: http://aksiyon.com.tr/aksiyon/yazar-38845-bir-oluktan-hakikat-digerinden-nefret.html
- tarihinde hazırlandı.