• Anasayfa
  • Eserleri
  • Asrın Getirdiği Tereddütler
  • Mesleğimiz İtibarıyla Çok İstediğimiz Bir İdealimiz Vardı. Kaybetmenin Verdiği Üzüntü, İçtimaî Yönümüzü Tesir Altında Bırakıyor. Bu Duruma Nasıl Mâni Olabiliriz?

Mesleğimiz İtibarıyla Çok İstediğimiz Bir İdealimiz Vardı. Kaybetmenin Verdiği Üzüntü, İçtimaî Yönümüzü Tesir Altında Bırakıyor. Bu Duruma Nasıl Mâni Olabiliriz?

Arkadaşımız bu sorusuyla çokların başına gelebilecek bir meseleye tercüman oluyor. Kendi başına gelen bir hâdise ve onun kendisinde hâsıl ettiği menfi tesiri de samimî bir dille ifade ediyor.

Kur'ân-ı Kerim, "İnsan her arzuladığını elde edeceğini mi zannediyor."[1] âyetiyle bu hususa temas etmektedir. İnsan harîs olmamalıdır. Dünya da, ahiret de Allah'a aittir. Bazen buradaki kaybetmeler orada kazanmaya sebep olur. Cenâb-ı Hak burada alır, orada verir. Hem aldığına mukabil neleri vereceğini ve bizi ne sürprizlerin karşılayacağını bilemeyiz.

Duhâ sûresinde Efendimiz'e hitaben "Vele'l-ahiretü hayrun leke mine'l-ûlâ"[2] denilmekte ve ahiretin ûlâdan daha hayırlı olduğu bildirilmektedir. Bir son bir evvelden daha hayırlı iken, kaybedilenlere üzülmek niye? Yarının kazancını düşünerek hamd edip sevinmeli değil miyiz?

Hayatımızı bir tetkik edelim. Muhakkak herkesin başından bir değil birçok hâdise geçmiş; hepsi de bu hükmümüzü teyit etmektedir. Önce kaybettiğimiz şeylerin üzüntüsüyle iki büklüm olurken, sonra bu kaybedişin nasıl ilâhî bir lütuf olduğunu görmüş, hayretimizden dilimizi yutacak hâle gelmişizdir. Bazen Cenâb-ı Hak bizi cebren bir yere sevk eder. Bu sevk ve hicrette eski durumumuzdan ve dostlarımızdan ayrılmak bize ilk önce çok zor gelebilir. Fakat bu sevkin ardında Allah, bizim elimizle öyle fütûhat ihsan eder ki eğer biz onu işin başında bilmiş olsaydık değil inkisar, koşarak hatta sürünerek oraya giderdik.

Meseleyi müşahhaslaştırmayı zait görüyorum. Zira biliyorum ki, ben şu sözleri sarf ederken dahi sizler muhayyilenizin yardımıyla gittiğiniz mazide, kendinize ait bir mevzuda nice misaller bulup hayalinizde canlandırıyorsunuzdur...

"Hayır, Allah'ın tercihinde olandır." O'nun kesip biçtiği ve takdir ettiğine razı olmak gerekir. Bu, Rabb'e karşı öyle bir hoşnutluk ifadesidir ki, içinde çok ince bir merbutiyet, kulluk ve ihlâs mânâları taşımaktadır.

Allah Resûlü bize sabah akşam okunmak üzere bir dua öğretiyor: "Radînâ billâhi rabben ve bi'l-İslâmi dînen ve bi-Muhammedin nebiyyen -Rab olarak Allah'tan, nebi olarak Hz. Muhammed'den (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve din olarak da İslâm'dan razıyız."[3]

Mademki, bütün bunlardan razıyız, razı olan razı olduğuna teslim olur. Öyle ise, biz de bütün benliğimizle O'na ve O'nun razı olduğuna teslim olmalıyız. Evet, böyle davranmakla az şey kaybediyor, fakat çok şey kazanıyoruz. Sual sahibi kardeşimiz de müteselli olsun. Her birimizin olmak isteyip de olamadığı ve daha sonra da olamadığına memnun olduğu çok şeyler vardır. Fakat Allah'ın oldurduğu hepsinden daha güzeldir. Bizim arzumuz değil, Rabbimizin isteği; bizim temennilerimiz değil, Rabbimizin dilediği... İşte kulluğun ruhundaki sır da budur. Ayrıca görüyoruz ki; "O, istediğini aziz, istediğini de zelil kılıyor."[4] Nice dünün azizleri var ki, bugün birer sefil ve geçmişi nice sefil ve derbederler de var ki bugün birer sultan...!

Bizim uzak ve baîd gördüğümüz, Allah nazarında çok yakındır.[5] O öyle şeyler görür ve ileride de bize gösterir ki, bugünden o farklı yanları görebilseydik, arzu ve istek akışlarımız hemen mecra değiştirirdi. "Güzel bir sabırla sabret!"[6] Allah'a güven ve O'na itimat et![7] Dünya ve ahirette tek geçer akçe O'nun rızasını elde etmektir[8], O'nu ara ve bulmaya çalış. Bulduğun zaman da kapan secdeye ve ömür boyu şükret!...

Merbutiyet: Bağlılık.
Baîd: Irak, uzak.

[1] Necm sûresi, 53/24.
[2] Duhâ sûresi, 93/4.
[3] Müslim, iman 56; Tirmizî, iman 10.
[4] Âl-i İmrân sûresi, 3/26.
[5] Bkz.: Meâric sûresi, 70/6-7.
[6] Meâric sûresi, 70/5.
[7] Bkz.: Âl-i İmrân sûresi, 3/173; En'âm sûresi, 8/62, 64; Tevbe sûresi, 9/129; Zümer sûresi, 39/38.
[8] Bkz.: Âl-i İmrân sûresi, 3/15; Tevbe sûresi, 9/21, 72.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.