Bazı Müslüman gruplar üzerine tezgâhlanan oyunlar

İsim tasrih etmeyeceğim ama, şiddeti zuhurundan gizli olan bazı gruplar içinde yer alan ve ülkemizde şov diye nitelendirilebilecek davranışları, yapageldikleri medyatik çıkışları ve verdikleri beyanatlar ile dikkatleri üzerine çekmek isteyen bir kısım insanlar, Anadolu insanını birbirine düşürmek için, muhtemelen içte ve dışta bir kısım güç kaynakları tarafından kurdurulmuş veya suiistimale müsait olduklarından dolayı yine aynı örgütler tarafından Müslümanlık aleyhinde kullanılmak istenmektedirler.

Samimiyetlerine inandığım bazı kimselerin beyanlarına dayanarak söylediğim bu gerçeklerin yalan ya da yanlış olmasını ne kadar arzu ederdim..! Ancak, hâdiselerin diliyle de doğrulanan bu gerçekler, maalesef ülkemiz gündeminde yer alan hususlardan. Evet, istidatlı, kabiliyetli piyonların rehberliği altında, “oltada yem misali” bir kısmı itibarıyla samimî ama safdil inananların, sözünü ettiğimiz türden faaliyetleri, hepimizi endişelendiren ve yüreğimizi ağzımıza getiren cinstendir. Rabbimiz’e sonsuz hamd ü senalar olsun ki, onların bu tutumları bugüne kadar, ülke insanının vicdanında mâkes bulmadı. Ne medyatik çıkışları, ne meydanlara toplanmaları, ne konferansları, ne de panelleri vs. hüsnükabul görmedi. Hatta diyebilirim, lider konumunda bulunan bazılarının ölümleri bile, en küçük bir mü’minin ölümü kadar ilgi ve alâka uyarmadı bu milletin sinesinde. Yani mâşerî vicdan bütün bütün yadırgadı bunları.

Söz buraya gelmişken Attila İlhan’ın çok hoşuma giden bir tespitini aktarmak istiyorum. Diyor ki, “Tanzimat’tan bu yana Türkiye’de işleri hep aydınlar bozmuş, arkadan halk gelip onu düzeltmiştir.” Evet, bütünüyle katıldığımız bir tespit... Demokrat Parti döneminden bugüne gelinceye kadar, ülkemizin yaşadığı siyasî süreci göz önüne getirip de o devirdeki şartları baz alarak hâdiseleri değerlendirebilsek, halk tabakasının o engin firasetiyle verdikleri kararın, Attila İlhan’ın bu tespitini doğruladığı kanaatini biz de paylaşacağız. İsterseniz buna “sevk‑i ilâhî” diyebilirsiniz.

“Bu tip gruplar sadece bizim ülkemizde mi?” denecek olursa, elbette hayır. Suriye’den, Mısır’a, oradan Cezayir ve Tunus’a varıncaya kadar birçok İslâm ülkesinde kendi değerlerinin farkına varmış, kültür emperyalizminden kurtulma kıvılcımları çakmaya başlamış ülkelerde de var bu tip gruplar. Suriye’de olsun, Mısır’da olsun veya daha başka yerlerde olsun, Müslümanlar uğradıkları tenkil hareketlerinde hep bu tür grupların şu veya bu şekilde kullanıldıklarını görürüz.

Zannediyorum birtakım güç odakları aynı şeyleri Türkiye’de tezgâhlamak istiyorlar. Bazı küçük grupları meydanlara, sokaklara salarak, diğer bütün Müslümanları sokağa çekmeye çalışıyorlar. Ama Allah’a hamd olsun, o firasetli Müslümanlar şimdiye kadar bu tür oyunlara gelmediler ve inşâallah ileride de gelmeyecekler. Günübirlik hâdiseler içine yine günübirlikçi düşüncelerle girmeyecek, aksine temkin, vakar ve ciddiyeti elden bırakmadan ülkemizin geleceğini karartabilecek böylesi tezgâhları hazırlayanların yüzlerine çalacaklardır.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.