Kalak’ın Mertebeleri
Şevk ve iştiyak, sabır sınırlarını zorlamaya başladığı andan itibaren, gönülde vuslat arzusundan başka ne varsa silinir-gider.. hattâ muhabbet ve aşk dahi belli ölçüde mülâhazadan düşer.. ve derecesine göre:
a- Varlık kendi dalga boylarıyla müştakı sıkmaya başlar.. ve o yer yer halvet arzusuna kapılır, zaman zaman da ölüp gerçek vuslatı duyma iştiyakıyla yanar-tutuşur. Hem öyle bir yanar-tutuşur ki, gayri O'ndan başka gözü hiçbir şeyi görmez olur.
b- Müştak, cismaniyet ve bedene rağmen, kalbî ve rûhî hayatla öyle bir şahlanır ki, artık akıl onu frenleyemez, irade de yönlendiremez olur; olur da tefrik ve temyiz gerektiren işlerde bile iltibastan kurtulamaz. Dudaklarından sık sık:
"Öyle bilmezdim ben kendimi,
O ben miyim ya ben O mu?"
dökülür ve ibadet ü tâat bir yana, dünyevî işlerde dahi hep şuhûd ufuklarında dolaşır.
c- Kalak kahramanına, hicab, belli ölçüde aralanıp da, halvet yolunun belirli-belirsiz görülüp hissedilmesiyle onda öyle bir mâverâîlik meydana gelir ki, gayri bundan sonra o, bir daha kurtulamayacağı ateşin pençesine düşer ve bütün bütün Mahbûb-u Hakîki'ye vuslattan başka her şeye karşı kapanır. Artık o, muhib olduğu aynı anda mahbubdur; mürid olduğu aynı anda muraddır ve arandığı aynı anda da aranandır.
- tarihinde hazırlandı.