Tarihi Değerlerimize Sahip Çıkma Şuuru
Ömürlerimiz vefa ettiği sürece biz böyle mübarek bir zaman dilimine karşı lâkayt kalmayacak, evet kuruyup gitmelere karşı hep mâziye ve onun değerlerine sığınarak yaşama azmimizi bileyip geleceğe yürüyeceğiz. Bu bitmeyen yolculukta, geceler her zaman o füsunlu halleriyle, gündüzler mor, menekşe renkleriyle, çevremizdeki canlı-cansız nesneler kendi orijinleriyle; köylerimiz, kasabalarımız, şehirlerimiz, bizim duygu ve düşüncelerimizden fışkırıp çıkmış bize ait hususiyetleri ve hislerimize benzeyen çehreleriyle gönüllerimize sürekli geçmişi fısıldayacak ve ruhlarımıza bütün zamanları birden yaşama tılsımlarını üfleyeceklerdir.. üfleyeceklerdir zira geçmiş bizim çocukluğumuzun beşiği; gençliğimizin altın çayırları; olgunluk dönemimizin silinmez izleri; ölülerimizin mezar şeklindeki otağları ve ümitlerimizin, emellerimizin masmavi ibrişimleri ile örülmüş, örülüp cennet bahçelerine dönmüş bir sonsuz ülke ve bir sihirli diyardır. Evet, mâziye her yönelişimizde onu, ruhlarımızı değişik ilhamlarla coşturan bir ilham meleği, gözlerimizin içine gülen Firdevs bahçeleri ve gönüllerimizi şahlandıran çok sesli bir mûsıkî gibi duyar; onun hem bugüne hem de yarınlara galebe çaldığını bir iç müşahede ile hisseder ve halihazırdaki varlığımızın da, yarınki bekâmızın da anilmerkez (merkezkaç) bir hareketin uzantıları olarak gidip ona dayandığını görür; ondan fışkıran hâlin ve ondan kaynaklanacak olan istikbâlin o bereketli çağlayanları karşısında döner döner ona selam durur ve yine de bir şey yapamamış olmanın ezikliği ile onu kalbin kadirşinaslığına emanet ederiz.
- tarihinde hazırlandı.