Tarihimizin Gücüyle Geleceğe Açılmak
Şimdi eğer, bizim şu içinde bulunduğumuz dönemdeki düşünce tarzımız, bu sağlam zemin üzerine oturtulamamış ve ona böyle sağlam bir zeminde geleceğe açılma imkânı sağlanamamışsa, her şey, gece ve gündüzlerin değişmesi, yaz ve kışların dönüp durmasıyla sürekli sarsılacak; doğanların yaşlanması, yaşlıların ölmesi, yeşilliklerin sararıp solması, baharların hazanın pençesinde inlemesi ve lezzetlerin acılaşıp elemlerin azgınlaşması misillü, toplumun ruh safveti de bozulacak, millet ruhu kozmopolitizme esir düşecek, renkler birbirine karışacak ve bütün değerler alt-üst olacaktır. Böyle bir durumda ise, bütün aşkların, muhabbetlerin sönmesi, insânî alâka ve irtibatların gevşemesi, içtimâî ızdırapların artması ve sarsıntıları sarsıntıların takip etmesi kaçınılmazdır.
Mâzi, tıpkı bir Kutup Yıldızı gibi hep yerinde duran güçlü bir referanstır. Evet, her şeyin değişip durmasına karşılık o hep yerinde durur, başkalarına yol gösterir ve izâfîliğin gerçeğe en yakın bir yanını temsil eder. Öyle ki o, her zaman merkezî bir nakış gibi yöresindeki bütün atkılara açık bulunur; uzak-yakın bütün tâlî nakışçıklar ise belli münasebetlerle onunla irtibatlanır ve onun ruh ve mânâsına göre şekillenirler. Bu açıdan mâzi, temel esprisi itibarıyla zaman üstü bir muhtevâya sahip bir öz ve bir aslî cevher gibidir. Bu öze ve bu cevhere sahip çıkabilen milletler, onu yerinde kullanabilen kimyâger uzmanlara ve cevherfürûşân sarraflara benzerler ki; asırlar ve asırlar boyu, din, ahlâk, kültür, sanat ve millî seciye gibi hayâtî unsurlar hazinesinden, bugünleri ve yarınları adına akla-hayâle gelmedik en nâdide eserler meydana getirir ve başkalarına göre yok sayılan bir zeminde hep varlık cilvesi gösterirler.. gösterir, itibârî ve izâfî nesneleri hakikî kıymetlere ulaştırır, azı çoğaltır, darı genişletir, tabiî görüneni fevkalâdeliklere yükseltir ve sınırlı şeyleri sınırsız hâle getirirler. Hattâ bunca tahribata rağmen biz bile, ne zaman ağzımızı açıp da "mâzi" desek, sihirli bir kelime söylemiş gibi, tasavvur ufkumuza dünya kadar kapı aralanır ve âdetâ bir büyü bizi çok sıkıldığımız bir zeminden, tahayyülleri aşkın ferah-fezâ bir iklime çıkarır ve geleceğin o dolgun, taşkın esintileriyle, düşünce ufkumuza yeni yeni renkler katarak, iç dünyamızda bize ne "ba'sü ba'del mevt"ler yaşatırlar; yaşatır da, bu kelimenin çağrıştırdığı şeylerle kendimizi her yerde rahatlıkla uçan bir balonla, bir zirveden diğer bir zirveye uçarak geçiyor sanırız. Bu mülâhaza ile de, geçmişi, içinde neş'et ettiğimiz bir dünya, geleceği de yeni bir dirilişle başlayacak olan ukbâ gibi düşünür ve her zaman gönüllerimizde cennetlerin füsununu duyarız.
- tarihinde hazırlandı.