Geri Kalmamızda Milleti İdare Edenlerin Sorumluluğu
Evet, yıllardan beri derlenip-toparlanma adına onca gayret etmemize rağmen dün denecek kadar yakın bir tarihte, yerle bir edilip enkaz yığını haline gelen bir Japonya, bir Almanya, bir Güney Kore ölçüsünde olsun kalkınamadığımızın sebepleri üzerinde mutlaka durulmalı.. son bir-iki asırdan beri künde künde üstüne devrilişimizin esbabı mutlaka araştırılmalıdır. Şimdiye kadar "Vur abalıya!" kabilinden bu sebepleri hep dinde, diyânette aradık veya hasımlarımızın bitmeyen husumetine vererek teselli olduk. İç ve dış düşmanlarımızın içimize fitne sokarak bizi birbirimize düşürdükleri, vuruşturdukları muhakkak.. ama din ve diyânet, başını alıp göklerde dolaşanlarda da var. Hem de, temel disiplinleri açısından aklın bedâhetiyle çelişen, pozitif düşünceyle çatışan bir din ve diyânet... Hasımlarımıza gelince, onların olmadığı devir ve fitne sokuşturmadıkları millet mi var.? Bence, bunlarda teselli arayacağımıza, bir de dünden bugüne devleti idare edenler üzerinde durmamız daha isabetli olacaktır.
Evet, bir kısım serkârlarımız itibariyle dünyada olup-bitenleri görüp değerlendireceğimize, geçmişimizi ve bazı hayâtî müesseselerimizi karalamakla bir yere varacağımızı zannettik. Yüz bin defa yazıklar olsun ki, bunca zamandır bu koskoca yanlışı anlayamadık, anlayanlarımız itibariyle de bir eski siyâsînin itiraf ettiği kadar olsun "Târihî bir yanılgı içindeymişiz" diyerek, erkekçe ve gerçek bir aydın olmanın gereğini yerine getiremedik.
Oysaki, herkesin, hususiyle de zirveleri tutanların himmeti, devleti güçlendirmeye ve milleti yükseltmeye matuf olmalıydı.. bize ve herkese düşen de bu idi... Ne var ki, şimdiye kadar olmadı.. ve bir kısım iç ve dış mihraklarca olmasına da fırsat verilmedi. Henüz iş işten geçmiş sayılmaz. Şu anda bile derlenip-toparlanmamız ve kaçırılan fırsatları yeniden yakalamamız mümkündür. Ancak, yapacağımız şeyleri bilmemiz, hamiyet ve samimiyetle çalışmamız şarttır.
Bunun için de, evvela milletçe, nereden nereye geldiğimizi, şu anda nerede bulunduğumuzu, hedeflerimizin nelerden ibaret olduğunu gözden geçirmemiz, varlık ve bekâmızın temel dinamikleri üzerinde bir kere daha durmamız, ferdî ve içtimâî rahatsızlıklarımızı tespit edip alternatif çareler üretmemiz lazım.
- tarihinde hazırlandı.