Şevk’in Kaynağı

Şevkin menşei muhabbet, muhabbetin neticesi de şevktir. Hasretle yanan bir kalbin şifâsı vuslattır; şevk de bu yolda nurdan bir kanat.. âşık vuslata erince, şevk de zâil olur; ama iştiyak daha da artar ve müştâkın vicdanı her mazhariyetten sonra köpürür ve "Daha var mı, artırılamaz mı?" der. Onun içindir ki, her an ayrı bir marifet, ayrı bir muhabbet ve ayrı bir zevk-i rûhânî ile aşkı, şevk ufkunda, şevki, iştiyâk kutbunda devredip duran Ufuk İnsan ve Kutup Peygamber (sav), bir vuslat kuşağı sath-ı mâilinde en birinci dilek olarak: "Allah’ım Sen’den, Sen’in cemâl-i bâ kemâlini müşâhedeye ve Sana vuslata şevk istiyorum" [1] sözleriyle O’na yalvarır ve mezîd ister.

Bazı tefsirciler, "İman edenlerin Allah’a olan sevgileri çok daha sağlam ve daha güçlüdür" (Bakara/165) âyetini tefsir ederken şunları da kaydederler: Şevk, minvechin idrâk olunup, minvechin idrak olunmayan şeylerde bahis mevzûdur. Yoksa, tam idrak ve ihâta edilebilen şeye karşı şevk olamayacağı gibi, hiçbir zaman bilinip kavranması mümkün olmayan şeylere karşı da şevk tasavvur olunamaz. Evet insan, görmediği, sesini işitmediği, evsâfına muttali olmadığı şeylere iştiyak beslemediği gibi, tamamiyle ihâta ve idrâk edebileceği nesnelere karşı da alâka ve arzu hissetmez.

[1] Bkz. Nesâî, Sehv, 62; Müsned, 5/191

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.