Zaferin İçe Bakan Yönü
Bir de, madde ötesi, insanın kendi içinde, kendi nefsine karşı elde edeceği zaferler vardır ki, en çok takdire şâyan olan ve semavî gülbanklarda yerini alan da işte budur. Ferdin, kendi içinde, kendisiyle olan kavgasında muvaffak olması... Bu vâdîde kazanılacak her zafer insanı derinleştirir, buutlaştırır ve onu binlerce zaferin kahramanı olmaya namzet kılar.
Kanaatimce milletimizin, asırlarca devam edegelen zaferler zincirinin temel rüknü de bu olsa gerektir. Yoksa sınırlı imkân ve sınırlı kuvvetlerle, bütün cihana karşı verilen kavgadan muvaffak çıkmayı izah etmeye imkân yoktur.
Evet, bizim tarihimizdeki gerçek fatih ve muzaffer kumandanlar, hep bu içteki zaferin kanatlarıyla yükselmiş ve o sayede Hızır'la sohbete ermişlerdir. "En büyük cihad" unvanıyla ferdin derûnunda başlatılan bu kavga, daha sonra onun bütün davranışlarını tesir altına alarak, ona yenilmezliğin sırrını öğretir. Zira, kendi içinde zafere ermiş böyle bir el, maddenin ve kuvvetin bütün hokkabazlıklarını bir anda yutar ve yok eder. "Tûr"un esrarını ruhuna geçirmiş bir babayiğidin nazarında, kemmiyet bütün debdebe ve âlâyişiyle keyfiyetin zerresine râm olur.
Bundan ötürüdür ki, bizim zaferlerimiz ve bu zaferleri bize hediye eden askerlerimiz, başkalarından tamamen ayrılır ve farklı bir durum arz ederler.
Bizde, nefsin frenlenmesi, ferdin kendi kendini yenmesi bir esastır. Bu itibarla, nefsinin esir ve zebûnu olan bir insan, İskender dahi olsa zavallıdır ve acınacak haldedir.
Yüce duygu ve yüksek ideâlleri gönüllerinde abideleştiremeyenler; şahsî istek ve arzularına karşı koyamayanlar; Hakk'a saygı ve Hakk'a esaretteki zevki idrak edemeyenler, bir baştan bir başa bütün cihanı fethetseler dahi asla zafere ermiş sayılamazlar.
- tarihinde hazırlandı.