Ülkemizin Tarihiyle Kucaklaşmak
Aradan bunca yıl, bunca zaman geçmesine rağmen, hâlâ, içimizde parıldayıp duran ışık hüzmeleri, göz ve gönüllerimizi dolduran ihtişamıyla, o günlerle o kadar içli-dışlı bulunuyoruz ki; bir adım atsak hemen içine girecekmişiz gibi geliyor. Ruhlarımızın böylesine geçmişle bütünleşmesi sayesindedir ki, belli bir zaman dilimi içinde, bizi ayakta tutan bütün dinamiklerin kulak ardı edilmesine, tarih ve tarihî değerlerin hafife alınıp geçmişe sövülmesine, ülkenin bir baştan bir başa harabelere çevrilip vatan evladının dilenciler haline getirilmesine, iyilerin, inançlıların, faziletlilerin hor ve hakir görülüp, fenâların, münkirlerin, millet düşmanlarının alkışlanıp başlarda gezmesine rağmen, onlar şanlı mazilerinden kopmadılar ve kopmayacaklar.
Evet, her şeye rağmen günümüzün nesilleri, geçmişten şimdilere sarkan o ebedî güzelliklerden paylarını almak için, ruhlarını cetlerinin dünyâsına açık tutuyor ve oradan gelen ışık tayflarıyla yollarını aydınlatarak kendi çizgilerini bulmaya çalışıyor ve ona doğru kayıyorlar. Bizimle aynı memeden süt emmeyenler buna inanmasalar bile, en büyük tefsîr ve takdirlerin yazar-bozar tahtası sayılan zamanın, bütün düşmanları ümitsizliğe, bütün dostları da sevince gark edecek olan o parlak yorumu er-geç tahakkuk edecektir.
Evet, aradan yıllar ve yıllar geçse de, gidip de bugüne kadar dönmeyen şanlı akıncının bir gün tıpkı ufukta tulû eden bir ay gibi eski yerinden bir kere daha doğacağını vicdanlarımızda duyuyor ve asırlardan beri ülkemizi saran karanlıkların, mutlaka, yerlerini aydınlıklara terk edeceğine inanıyoruz.
Ne olursa olsun, muhteşem geçmişin güzellik ve füsunu gönül ve hâtıralarımızda hâlâ o kadar canlı ki, bu ülkede, bize ait her şeyin sesi kısılsa, şanlı mâzinin temel dinamikleri bütünüyle sarsılsa, tarihin ağzına kilit vurularak tamamen susturulsa veya söyledikleri artık duyulmaz olsa bile, bizler, hayâlen şanlı atalarımızın dolaştıkları noktalarda dolaşıyor; onlarla kucaklaşıyor; ruhlarımızda onların soluklarını duyuyor; onlarla kol kola zirvelere, zirveleşmelere ulaşıyor ve târihî devr-i dâimler adesesiyle şimdiden yarınki mutluluklarımızı seyrediyor ve kendimizden geçiyoruz.
- tarihinde hazırlandı.