Herkes Aynı Seviyede Hissetmez
Ne var ki, herkes bu tecellî ve bu iltifâtı aynı seviyede duyup hissedemez. Zira kabz ve bastın tecellîleri biraz da şahısların sînelerinin genişlik ve darlığıyla mebsûten mütenâsip (doğru orantılı) gelir. Evet, bir avâmın iç sıkıntısı veya gönül inşirâhı şeklinde hissettiği şeylerle; gözleri, verâlara doğru aralanmış kapı aralığından, hep gözetlenip durduğu şuûrunda olan, heyecân ve endîşe dolu hüşyâr bir kalbin, yerinde inbisât ve neşe, yerinde de endîşe ve burukluğu bir olmayacaktır.
Her şey gibi kabz u bast da Yaradan’ın tasarrufunda ve gecelerin gündüzleri, gündüzlerin de geceleri takip etmesi misillü birbirini takip eder durur. Sebeplerin âdî birer şart telakkî edilmeleri mahfûz, İlâhî irâde, kabz u bast dilimlerini daraltır, genişletir; gerilimlere iter veya sevinçle coşturur. Evet, insan bazen çok geniş bir zaman dilimini kabzın pençesine düşmeden kuşların havada uçtukları gibi pervâz eder geçer. Bazen de bir boşluktan bir boşluğa yuvarlanıyor gibi, kabz hâlleri sıklaşır, kabz dilimleri genişler, ruh bunalır ve insan da âdeta iki büklüm olur.
- tarihinde hazırlandı.