Kabz u Bast’ın İşaret Ettiği Noktalar
İlâhî bir mevhibe olan makâmın hakkını verememe bir kabz vesîlesi olduğu gibi, çok defa günâhlar da beraberinde kabz getirirler. Bu itibârla, kabz hâli, bir mü’min için her zaman bir teyakkuz vesîlesi olmalıdır. Gafletlere karşı tavır alınmalı, günahlar, tevbe ve iyiliklerle savılmalı ve gönül gözü bir kere daha verâlara tevcîh edilmelidir.
Bast hâli; kabzın, hayret, ürperti, yokluk ve hiçlik melodileriyle gelmesine karşılık, neşe, sevinç ve şatahat şeklinde tecellî eder. Bu itibârla bast, öteleri müşâhedeye açılamamış ve uhrevîliklere göre akord olamamış bir kısım çelimsiz ruhlar için aldatıcı ve kaybettirici olabilir. Bu türlü tehlikeler kabz hâli itibâriyle de söz konusu edilebilir.. ama katiyen, bast kadar değildir. Zira, kabzla sıkışmış insan, her an vicdânıyla "sımsıkı tut beni, tut ki düşerim Sensiz!" der, cisimlerin hava boşluklarını aştıkları gibi o da hevâîlik boşluğunu aşar, O’nun inâyetiyle bütünleşir ve o kasvetli zaman diliminde, bast hâliyle ulaşılamayan noktalara ulaşabilir.
Onun için bast hâlinde bazı ruhların gaflet ve gevşekliklerine karşılık kabz hâli hemen herkes için bir teyakkuz faslı sayılmıştır.
Ayrıca, bize ait kusur ve gafletlerle gelmiş bir kabz, ilerideki bir bastın başlangıcı, şatahat ve gevşekliğe götüren bir bast da tehlikeli bir kısım kabzların sebebi olabilir...
Gerçek mü’min, her hâli, kendi çerçevesi içinde değerlendirip semere almasını bilen insandır.
Kabz u bast O’ndan birer tecellîdir bilene,
Şükr için bast yapar, kabz eder insan bilene...
- tarihinde hazırlandı.