Mabetlerin Heybeti
Dünyada mabed kadar vakûr, mabed kadar mehip, mabed kadar sonsuza açık ve mabed kadar füsûnlu başka bir mekan hatırlamıyorum. Orada, âdetâ semânın ışıkları, avize ve kandillerin ziyalarıyla bütünleşir ve gönüllere akmaya başlar. Derken âdiyattan olan şeyler bir bir fevkalâdeleşir ve her taraf efsânevî bir güzelliğe bürünür.
Hemen her zaman mabette, gizli gizli esip duran ve ancak uyanık gönüllerin sezebileceği, vicdânın âşinâ olduğu ve ruhun bir ömür boyu arayıp durduğu öyle bir "üns" esintisi hissedilir ki, insan, tıpkı çiçeklerin içine giren bir kısım mini böceklerin lezzetle aynîleşmeleri gibi, onu ayn-ı haz olarak duyar ve yaşar.
- tarihinde hazırlandı.