Plotin’in Ruh Hakkındaki Görüşleri
Filon, İşrakiye de dediğimiz (İlluminisme) Neoplatonizm düşüncesinin öncüsü; bu felsefenin ilk mimarı ve müessisi ise, İslami eserlerde Flutin diye geçen Plotin'dir. Plotin, Eflatun felsefesini esas alarak bir Eklektizm mezhebi tesis etmek istemiş; ama bu işte çok da başarılı olamayarak sonuçta gidip mistisizme saplanmıştır. Plotin'e göre, uluhiyet hakikatinde üç uknum (zat, rükün) mevcuttur:
1- Sıfatsız zat manasına ehadiyet-i sırfe,
2- Her türlü yoruma açık şekliyle akıl,
3- Ve ruh-u küllî.
Bunlardan birincisi, tam müstağni-i ale'l-ıtlak bir vücut veya cevher, diğerleri ise bundan zuhur etmiş varlıklardır. Yani, Zat-ı Ehad'den ilk evvela bir akıl, bundan da muharrik bir cevher ve kuvvet kaynağı olan ruh-u küllî meydana gelmiştir ve onun sudur dediği de işte budur. Varlık ve var olma hakikatini bu şekilde ele alan Plotin, felsefesinin gayesini de, ruh-u küllîden bir parça sayılan insan ruhunun terakki edip onunla bütünleşmesi şeklinde ortaya koyar ki, bunu, İslam tasavvufundaki "Fena fillah"a benzetenler de olmuştur. Ona göre, böyle bir mazhariyetin yolu da, ruhun ibadet ve vecd ü istiğrakla Allah'a teveccüh etmesidir. Bu şekilde Allah'a yönelen ruh öylesine ruhanî zevklere müstağrak olur ki, artık ne ızdırap bilir ne de elem.. keza, böyle bir insan namütenahileştiğinden fevkâni ve aşkın bir tefekküre ulaşır; tefekkür sayesinde aşka erer ve aşkın ötesinde de visal zevkiyle kendini bile hissetmeyecek şekilde mest u müdam hale gelir.
Plotin'e göre, ruh ebedîdir ama, bu ebediyet müstakil bir ebediyet olmayıp ruhun Hz. Zat'da eriyip kaybolması ebediyetidir. Eflatun çizgisinde bir ruh felsefesi vaz'eden Plotin, böylece sonuçta işin içine biraz da Aristoculuk ilave ederek onun, ruhun aslına rücuu düşüncesini kullanmış gibi görünür.
- tarihinde hazırlandı.