Haşyet’in Anlam ve Özelliği
Haşyet, kâmil manâda bir enbiyâ hususiyetidir.. nebiler, sürekli içinde âdetâ İsrafil’in sûrunun duyulduğu bu atmosferde ve Hakk’ın, azamet u celâlinin savleti karşısında bir can ile ölür, birkaç can televvünü ile dirilirler. Onların his, şuur ve idrâk ufuklarında her zaman: "Cenab-ı Hakk azametle dağa tecelli edince, dağ şâk şâk oldu, parçalandı ve Musa kendinden geçip bayıldı" (A’râf/143) gerçeğinin tulû ve gurûbları yaşanır. Akrabü’l-Mukarrabîn ve Seyyidü’l-Ha-şiyîn de: "Ben sizin görmediğinizi görüyor, duymadığınızı duyuyorum; bilebilseniz ki, gök bir gıcırdayışla gıcırdayıp inledi ki!. Zaten öyle olması gerekirdi; zira göklerde meleklerin secdegâhı olmayan dört parmak kadar bile boş yer yoktur. Allah’a yemin ederim ki, eğer azamet-i ilâhî adına benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız, hatta zevcelerinizle bir arada bulunmaktan kaçınır, dağ ve sahralarda çığlık çığlık Allah’a yalvarırdınız" [1] buyurur. Bu hadiste hem Peygamberin ilticâ buudlu haşyeti -ki, kendi, bilinebilecek her şeyi bildiği halde firarı değil O’na sığınmayı seçmiştir- hem de diğer insanların firar buudlu heybetlerini anlatmıştır.. ve Ebu Zerr hadîsdeki: "Keşke, kökünden sökülen ve kesilip-biçilen bir ağaç olsaydım" ilavesiyle kendi hesabına bu düşünceye beliğ bir tercümandır..!
Haşyet ve mehabete göre programlanmış bir ruh, havf mülâhazası olmasa da günahlara bulaşmaz.. işte mehabet bendesi bir ismet kahramanı!: "Süheyb ne yüksek bir karakterdir muhalfarz Allah’tan korkmasa da günah işlemez." [2]
[2] Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 2/323.
- tarihinde hazırlandı.