Havf’ın Kaynağı ve Akıbet Endişesi
Evet havf, ya bir insanın arzu etmediği şeylere maruz kalacağı endişesinden veya isteyip dilediği şeyleri kaçıracağı düşüncesinden kaynaklanır ki, her iki durum da istikbâl ile alâkalıdır. Kur’ân-ı Kerîm de, pek çok âyât u beyyinatıyla amel ve davranışların ilerideki neticelerini nazara vererek istikbâl buutlu bir dünya kurmayı hedefler.. O’nun kurmak istediği dünyada geleceği iyi ve kötü semereleriyle bir ruh, bir manâ, bir düşünce, hattâ bir aksesuar olarak görmek her zaman mümkündür. O, müntesiplerinin gönlüne bütün bir hayat boyu âkıbetendiş olmayı aşılar ve ayaklarını yere sağlam basmalarını hatırlatır: "Hiç hesaba katmamış oldukları şeyler Allah tarafından karşılarına çıkarılıverdi" (Zümer/47) ürperti hasıl eden fermanı: "De ki: Amellerin bütün bütün boşa gidenini size haber vereyim mi? Onların ameli ki, dünya hayatında bütün çalışmaları boşa gittiği halde kendilerini güzel iş yapıyor sanmaktadırlar" (Kehf/103) gönülleri hoplatan beyanı gibi daha pek çok âyet var ki bunlar insanın hayat dantelâsının öteden getirilmiş atkı ipleri gibidirler.. Bu iplerle hayatını kaneviçe gibi örene ne mutlu Kur’ân sık sık bunlarla gönüllerimize uhrevîlik aşılar ve gözlerimizi ukbâya çevirir.
- tarihinde hazırlandı.