Hakikat Yolcusunun Sekr’i Yaşaması
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da pek çok hakikat yolcusu, her yerde temâşâ ettikleri ilâhî nur, renk ve şekil karşısında, kendi çerçevelerine göre hep aynı şeyleri mırıldanacaklardır.
Aslında, sâlikin kalbi vecd ile sarıldığı, gönlü Ebedî Mahbub'a aktığı, vicdanıyla gidip maiyyet yaşadığı esnada, Enbiya basiret ve azmi gerekir ki bu türlü iltibaslara girilmesin. Yoksa, muhabbet çağlayanlarına yelken açan âşık u sadıklar, yer yer mecralarından taşarak aşkın yaşayacaklardır.. yaşayacak ve beraberliğin verdiği neşve ve sürurla her zaman kendilerini, o aşk dalgalarına salacak ve hep "Hû" deyip hayret avlayacaklardır.
Sekir süresince hak yolcusunun gaybet duygusu hep "Hû" ile seslendirilir. Aşağıdaki mısralar -iltibasa açık yanları mahfuz- bu vadide söylenmiş güzel sözlerdendir:
"Dîdemin envarı Hû'dur, aklımın fermanı Hû;
Dilimin ezkârı Hû'dur, nâlemin efgânı Hû;
Gönlümün seyranı Hû'dur, cânımın cânânı Hû;
Âşık-ı sermest olanlar Hû iledir Hû ile,
Nakd-i cânın harç kılmış yoluna dildârının,
Vaslı Hû'dur, faslı Hû'dur, derdine dermânı Hû." (Abdiya)
- tarihinde hazırlandı.