Hâl Ehlinin İrade Anlayışı
İrade denince hâl ehli ondan, sıdk, ihlâs, vefa, Hak rızası ve i'lâ-yı din... gibi hususlarla alâkalı temayül, niyet, azim ve kararlılığı anlamış ve onu hemen her zaman uhrevî değer hükümlerine bağlı mütalâa edegelmişlerdir. İradeden dem vurup sürekli eğri-büğrü yaşama; yaptığı, yapacağı şeyleri bir karşılığa bağlama; hak etsin-etmesin ömrünü beklenti içinde geçirme; duygu, düşünce ve projelerini riya ile, süm'a ile kirletme, hatta şirkle karartma, iradeye karşı en büyük saygısızlık ve Sahib-i iradeye karşı da bir küstahlık sayılmıştır.
Ariflerin mebde-i hareketlerinde burhana bağlı yürümeleri, her hâllerinde beyanı takip etmeleri ve irfana ulaşma cehdini göstermeleri iradenin ilk hamleleri sayılır. Temayüllerini inkıtasız bu istikamette devam ettirebilene "mürid" denir. Böyle bir gayretin devam ve temadisi neticesinde halis vicdanlara nazar-ı Hak ayan olur; ve bu kez de mürid murada inkılâb eder. Yani bu ölçüde Hakk'ı arayanı gök ehli aramaya durur ve o kimse de artık Hakk'ın matmah-ı nazarı olur.
- tarihinde hazırlandı.