Şuurun Mahiyet ve Önemi
İslâm ulemasının bir kısmı şuuru, zühûlün zıddı görerek, henüz his hâlinde bulunup akıl ve hafızaya tamamen malolmamış, idrakin ilk basamağı, zâhiri bilme ile bir şeyin ilk duyulma mertebesi ve zihnin de ilk tecellisi diye yorumlamışlardır. Buna göre biz şuura, ruhun mânâya ilk ulaşma köprüsü de diyebiliriz. Bunu şöyle bir vetireyle açmak mümkündür: Ruh, bir şeyin "mahiyet-i nefsü'l-emriyesi"ne muttali olmuş ise, o bir "tasavvur", ilk tesir ve teessür faslı geçtikten sonra, müracaat edildiğinde o bilgiler değerlendirilebilecek şekilde korunmaya alınmışsa o bir "hıfz" ve daha sonra bu müktesebât değerlendirilmek üzere ele alınabiliyorsa o da bir "tezekkür" ve "tahattur" olarak yad edilegelmiştir.
Şuur, bir mânâda bilmenin ilk ve en zayıf mertebesidir. Zihinde tam istikrar sağlayacağı âna kadar da onun tam değerlendirilmesi söz konusu değildir. O, ağaca nisbeten bir çekirdek, canlıya nisbeten bir sperm keyfiyetinde, zayıf mahiyetli, fakat istikrara açık, vicdan içinde önemli bir rükün ve dayanaktır. Şuur bir yanıyla, zahirî hâsselerle haricî ihsaslara dayanır ve zihni bu yolla besler. Buna karşılık bir de, nefsin kendinin şuurunda olması hususu vardır ki buna da hiss-i bâtın derler ve zihinleşen vicdanın rüknü de işte onun bu yanıdır. Tam zihinleşip hafızada karar kılmış böyle bir şuura, tezekkür, tahattur, tedebbür ve tefekkür taalluk eder ki, bu artık basit ve ibtidaî kabul ettiğimiz tek buudlu şuur değil, tahlil ü terkibe müsait değişik eb'âdı haiz tam bir şuurdur. Terkib ü tahlile giren böyle bir şuur, hafızada birer zihnî surete bürünür ve aklın kullanmasına müsait hâle gelir ki, asıl ilim de işte bu merhaleyi müteakip ortaya çıkar. Akıl, her zaman şuurun çakmasıyla devreye girer ve zihne akan bilgilerin taakkul ve tedebbürüyle ruhî duruma göre kuvve-i müfekkireyi tetikler; böylece tasavvur, taakkul, tefekkür sistemleri bir bir harekete geçer ve şuurdan zihin laboratuvarlarına, bu laboratuvarlardaki tahlil ve terkip imbiklerine yerleşik bilgiler akmaya başlar; derken lâtife-i rabbaniyenin rengine, iradenin desenine göre yeni yeni komprimeler ortaya çıkar.
Zihin, her zaman şuur kanallarıyla beslenir; elde ettiği bilgileri arşivler veya disketler, değişik kuvvelerin değerlendirmesine hazır hâle getirir; ne var ki şuurun da kendine göre önemli bir bilgi kaynağı vardır; işte bu kaynak da histir.
- tarihinde hazırlandı.