Tevbe-i Nasuh
Bir de "tevbe" sözcüğüne "nasûh" kelimesi ilave edilerek "tevbe-i nasûh" şeklinde kullanılır ki, o da, bir tevcihe göre, en hâlis, en sâfi, en içten anlamına, diğer bir tevcihe göre de, yırtığı, söküğü dikip kapayan, bozulanı ıslah eden ve hiçbir gedik bırakmayacak şekilde onaran tevbe manâsına gelir. Yukarıdaki hususların bütününü birden nazara alınca "tevbe-i nasûh" hüsnü niyet, hulûs-ü kalb ve hayır mülâhazasıyla, ferdin kendi adına ve seviyesine göre, hâlis, ciddî, yürekten tevbede bulunması, dolayısıyla da başkalarına, tıpkı nasihat ediyor gibi hüsnü misâl teşkil etmesi manâlarına gelir ki, Kur’ân-ı Kerim’de, gerçek tevbeden söz edildiği bir yerde: "Ey iman edenler, Allah’a tevbe-i nasûhla teveccüh edin" (Tahrim/8) buyrularak bu tevbeye işâret edilmektedir.
- tarihinde hazırlandı.