Osmanlının Kuruluşu

Mütevazi bir toprak parçası üzerinde, oldukça basit bir hayat yaşayan bir avuç insanın, hayallere sığmayan bir müthiş patlamayla, denizlerin dev dalgaları gibi birdenbire belirip ortaya çıkmaları, hangi sebeplerle izah edilirse edilsin, katiyen inandırıcı olamayacaktır.

Acaba, yağmur yüklü bulutlar gibi ellerinde ışıktan kamçılarla, kıyametler kopararak dört bir yanı tutan bu heyecanlı sîneler, akıllara durgunluk veren bu hareket ve bu hızı nereden alıyorlardı? En sağlam manevralarla kitlelere hükmedip, onları arkalarından sürükleyerek, cihan çapında meydana getirmeyi başardıkları bir büyük diriliş ve bir büyük inkılâpla, hadiselerin akışını, tarihin çehresini değiştiren onlardaki bu müthiş güç nereden kaynaklanıyordu? Dostların vefa bilmediği, düşmanların cefadan yılmadığı handikapların handikapları takip ettiği çalkantılı bir devrede, her türlü imkânsızlığı aşarak kemmiyetin bütün müesseselerine galebe çalmaları, yâni "bir sineğin bir kartalı sallayıp yere vurması" nasıl mümkün olmuştu? Rica ederim, olup biten bunca şeye (ganimet) tutkusu, şöhret hissi, kavga hırsı, cihanı istilâ etme arzusu dememiz mümkün müdür?

Hayır hayır! Bu âteşîn ruhları harekete geçiren, bu çelik iradeleri dünyanın hâkimi kılan sır, ne bunlarda ne de bunlar gibi şeylerde katiyen aranmamalıdır. Bence bu sır onların sağlam inançlarında, tarih şuurlarında ve mukaddes ideâllerinde aranmalıdır.

Uzun yıllar, sağda-solda bitkin, yorgun ve tutarsız bir hayat yaşadıktan sonra, onu, yepyeni bir güç, taptaze bir kuvvet ve apaydın bir millet olarak cihanın karşısına çıkaran bu inanç ve bu ideâl, onun için âdetâ ölümsüzlük kevseri olmuştu.

Baharda, erimeye başlayan karın-buzun zayıf noktalarını kollayıp da, oralara diriliş mesajları sunan toprağın, kendini bir mübarek çimlenmeye terk etmesi gibi.. birkaç yüz çadırdan ibaret bu kutlu aşiret de, ona baştan başa bağrını açan yeryüzü meşcereliğinde tıpkı kar çiçekleri gibi her yanı sardı ve dünyanın üç kıtasında cihangirâne bir devlet kurmaya muvaffak oldu.

Artık söz onun devran onundu; atını en karanlık noktalarına kadar sürecek; her uğradığı yere gönlünün ilhamlarını boşaltacak; mazlum ve mağdurların âhını dindirerek, sivri süngüsü ve keskin kılıcıyla bütün zalim ve müstebitleri zapt ü rapt altına alacak ve dünya devletleri seviyesinde cihan sulh ve muvâzenesinin en gür sesi haline gelecekti.. ve geldi de... Tarihin tespit ettiği en utandırıcı zulümlerden en iğrenç tecâvüzlere, en kanlı ihtilâllerden en ümit kırıcı çalkantılara kadar, binbir gâilenin kol gezdiği, hezeyan ve çılgınlıklara alkış tutulduğu, yangınların şehrâyin sayılıp vahşetlere yahşî çekildiği alabildiğine karanlık bir çağı, ense kökünden yakalayıp derdest ederek zamanın bağrından söküp attı.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.