Velayet Hakkında İslam Alimlerinin Görüşleri

Evliyâ-yı kirâmın mükerremiyeti muhakkak, kerameti hak; ama her velî için şart değildir. Bir velînin kendi velâyetini bilip-bilmemesi ihtilaflı olsa da, bir kısım mazhariyetlerinin bulunduğunda şüphe yoktur.

İbrahim Ethem bu hususiyetleri: "Kesben olmasa da kalben dünyayı terk etme; bütünüyle Allah'a yönelme ve sürekli O'nun teveccühünü bekleme.."

Yahya b. Muaz: "Ünsbillah'a ulaşma yolunda her sıkıntıyı göğüsleme ve her şeye katlanma.."

Bayezid-i Bistâmî: "Onca ibadet ü taat ve kulluktaki fevkalâde hassasiyetine rağmen, başkaları tarafından bilinme arzusuna kapılmama..." şeklinde kaydetmişlerdir ki, Harraz'ın ifadesiyle, bu evsafı hâiz olan hak dostuna Cenâb-ı Hakk kendini anma kapılarını aralar.. sâlik, zikirden lezzet almaya başlayınca, Hz. Mezkûr da elinden tutar onu "kurb" zirvesine ulaştırır. Sonra da vefa ve sadakatine göre ona "ünsbillâh" hil'atini giydirir. Ve artık bu zirvede sâlik, sadece O'nu duyar, O'nu düşünür, O'nunla oturur-kalkar ve O'ndan ötürü olanların dışında, ağyâra karşı da tamamen kapanır. Hatta O'ndan gelen ikram ve ihsanlardan bile mekr olabileceği mülâhazasıyla tir tir titrer. Evet, Peygamber'in peygamberliği ve bu kudsî mazhariyetin bir tezahürü olan mucizelerini izhar etmesi O'nun misyonunun gereği olmasına karşılık, velînin kendini de, kendiyle alâkalı tecellileri de gizlemesi edeptir.

Bu hususu İbnü'l-Arabî şöyle ifade eder: "Hak dostları nezdinde kerâmeti gizlemek vaciptir. (Zinhâr izhar edip) mahzül ve rüsvay olma! Peygamberlerin (onların elleriyle gösterilen harikaları) açıklamaları lazımdır. (Zira) vahyin gelişinin bu (harika)larla iktirânı vardır."

Buradaki kerâmet hissî kerâmettir ki, gönüle geleni bilmek.. bazı gaybî şeylerden haber vermek.. tayy-ı mekân edip az zamanda çok mesafe almak.. tayy-ı zamanla serfirâz olup, kısa bir süre içinde pek çok şey yapmak... gibi harikalar bu türdendir.. ve bu yolun zirve kâmetleri, bu kabil şeylere yönelmeleri bir yana, min ğayri kasdin kendilerinden zuhur edenlerden dahi fevkalâde rahatsızlık duymuşlardır.

Buna mukabil bir de; dînin ruhuna vukuf.. mekârim-i ahlâka muvaffakiyet.. hukukullah ve hukuk-u ibâda olabildiğince riâyet.. bildikleriyle amel ve bereket.. marifette yakîn, amelde ihlas, ibadet ve muamelâtta ihsan şuuru... gibi mânevî kerâmetler vardır ki; avamın görüp bilemediği, dolayısıyla da değer vermediği bu ilâhî ihsanlar, havassın ağlarını gerip avlamak istedikleri değerlerüstü değerlerdir ve izharından kaçınılsa da, talebi hakkı taleptir.. velâyet-i kübrânın varisleri de hep bu mazhariyetin kahramanları arasından çıkmıştır.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.